*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Tek Kuruş Bağış Yapılmamış  (Okunma sayısı 1641 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20677
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Tek Kuruş Bağış Yapılmamış
« : Mayıs 12, 2012, 12:48:28 ÖS »


Yıldırım Mayruk, gelirini "Elim Elinde Derneği ve Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi'ne bağışlanmak üzere hazırladığı '2023'e Hikâyeler 21. Bölüm' adlı koleksiyonunu görkemli bir defileyle tanıttı. 200'ü aşkın seçkin konuk, pahalı çantalar ve güzel kostümleriyle salonu doldurmuştu. Ama sonra ortaya çıktı ki, 'tek kuruş bağış yapılmamıştı!'

Yıldırım Mayruk'un, 'Cinnet Geçiren Moda Dünyasına Cennetin Sunumu' sloganlı defilesi perşembe günü yapıldı. Defilenin havasını önce kuliste kokladım, sonra fuayede konukları inceledim ve ardından podyumdaki görkemli şovu izledim. Defilenin geliri 'Elin Elimde Derneği ile Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi'ne bağışlanacaktı ama kimsenin eli cebine gitmedi...

En son söylenecek sözü ilk başta edeceğim! İstanbul'un en seçkin (yani ülkenin nabzını tutan iş dünyasını temsil edenler, yani elitistler, yani bildiğimiz zenginler) isimlerinin katıldığı organizasyonda bir tek lira bile bağışlanmaması nasıl açıklanabilir? Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal, bir yıl boyunca çalıştıkları ve 'Bizim düğünümüz de işte bu' dedikleri defileleri için büyük emek ve para harcıyorlar, biliyorum.

Defileye davet edilmek için nasıl çaba harcandığını, orada bulunmanın 'prestij' demek olduğunu biliyorum. Hanımların defileye çıkarcasına hazırlanıp 'cicilerini' kuşanarak, en pahalı çantalarını kollarına takarak endam eylediklerini görüyorum. Ortam şahane... Otelin kapısına dizilen son model otomobilleri saymak mümkün değil, bir saat kadar sürüyor kapıdan içeri girmek; 'Mutlaka büyük bir gelir elde edilecek bugün' diye düşünüyorum. Sonra Barbaros'la konuşurken bağış yapan olmadığını öğreniyorum.  Ötesi yok, izahı yok, söz yok; şaşkınlıktan susuyorum...

Moda Özgür Olmalı

Kuliste olmak gerçekten heyecan verici, ülkenin bir döneme adlarını yazdırmış mankenleri bir daha podyuma çıkmak üzere hazırlanıyorlar, 40. yılını geride bırakan Mayruk usta için. Oya Tolga, makyajla haşır neşir, Muammer ve Mert Yaprakgül saçları bitirmiş, sade ve klas topuzlara son bir bakış atmakta. Barbaros bir yandan gelen gidenle öpüşüyor, tebrikleri kabul ediyor, poz veriyor, kameralara açıklama yapıyor, bir yandan da aniden dönerek ta uzaktan gözüne kestirdiği bir yanlışa müdahale ediyor. Tarif edilemez, benzeri olmayan bir adam. Bir ara Yıldırım Bey'le göz göze geliyoruz, gelip ellerimi tutup iltifat ediyor, eriyorum adeta. Öyle ya ülkenin en güzel kızlarını, kadınlarını tanıyan bir moda duayeni 'Sen ne kadar güzelsin öyle, takip ediyorum yaptıklarını, bayılıyorum' deyince eliniz ayağınız dolanıyor, 'Biraz saçlarını kestirsene' diyor, 'Hem güzel yüzün ortaya çıkar hem de saçın daha dolgun görünür'. Ne tatlı, sarılıyorum; bizi Barbaros ayırıyor, 'Haydi yapacak çok iş var'...

Yıldırım Mayruk, kuliste hazırlıklar sırasında Fas'tan aldığı geleneksel bir kaşmir entari giyiyor; mankenlerin hatırlarını soruyor, sohbet ediyor, bir yandan da tatlı tatlı direktif veriyor yardımcılarına. 'Müzikler çok konuşuldu, nasıl belirlediniz defiledeki müziği' diye soruyorum Barbaros'a. Her zamanki dürüstlüğüyşe cevap veriyor. Son güne kadar belirleyememişler, hatta bir gece önce Aykut Gürel ve Suat Ateşdağlı ile toplantı yapmış. En sonunda Berlin üzerinden internetten şifre kırıp indirmiş kullanacağı müziği. Dedim ya, benzersiz diye...

Köşe Kapmaca

Fuayede birbiriden ünlü, alımlı, çarpıcı hanımlar var. Herkes en önde oturma derdinde, bir saat önceden gelip kapının önünde bekleyenleri görüyorum. Salon, kimin nereye oturacağı belirlenmiş bir şekilde, protokol kurallarına göre tanzim edilmiş. Ancak defilenin başlamasına birkaç dakika kala, oturma düzenini bozan ve arkadan sandalyeleri çekerek öne oturmaya çalışanlar ilgimi çekiyor. 'Bu hanımlar Mayruk müşterisi olmasa gerek', diye geçiyor içimden. Hatta içeri girmek için kavga çıkaran ve birinci sıra diye tutturanların, davetli bile olmadıkları dedikodusu geliyor kulağıma.

İlk sırada bir zamanların en popüler modacılarından Faize ve Sevim hanımlar dikkatimi çekiyor, başlarında son derece şık şapkalarıyla baştan sona alkışlıyorlar kıyafetleri.

İlginç bir başka nokta da Sevim Hanım'ın yanında oturan peçeli hanımefendi. Mayruk'un Doha'daki ortağı Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife El Tani'nin amcası ve karısı, büyük bir dikkatle ve ilgiyle takip ediyorlar gösteriyi. Kıyafetler zaten anlatılır gibi değil; özel kumaşlar, inanılmaz dikiş teknikleri, uçuşan kumaşlar, tümü elde işlenmiş payetler, yeşilin tonları, ekrular, beyazlar, çiçek desenleri ve grafiklerden oluşuyor koleksiyon.

Gelinlik çıkıyor en son, evli-bekar her kadının 'Ayyyy çok güzellll' dediği duyuluyor. Barbaros Şansal'ın bileğinde kelepçe var, gözlerime inanamıyorum. Defileden sonra hemen soruyorum, 'Neydi o kelepçe kuzum?'. Cevap hazır, 'Tutsak arkadaşlarım için, modanın özgürlüğü için, esaretten kurtulmak için'. Yine soruyorum 'Peki Yıldırım Bey ne dedi kelepçeyle çıkacağını duyunca?', 'Söylemedim' diye cevap veriyor, 'Söylesem izin vermezdi, engellerdi. Ben de istediğimi yapıp sonra ustamdan özür diliyorum'... İtiraf etmeliyim ki, kıyafetlerden çok Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal'a hayranım ben, hiç defile yapmasalar, ne bileyim bir saat karşımda otursalar aynı heyecanla seyrederim. İyi ki varlar ve iyi ki bu kadar 'iyi'ler. Her anlamda...

Sayılarla Mayruk defilesi

- 200 basın mensubu

- 850 konuk

- 65. koleksiyon

- 14 manken

- 74 kıyafet

- 2023'e hikayelerin 21'incisi

- Bağış miktarı: 0

12.05.12 - Akşam