*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Ruhsar Demirel: Kadınım Diye Bu Koltuğa Oturmadım  (Okunma sayısı 2953 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20676
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Ruhsar Demirel: Kadınım Diye Bu Koltuğa Oturmadım
« : Temmuz 04, 2011, 11:41:25 ÖÖ »


2009 yılından beri MHP’de önemli görevlerde bulunan, yeni dönemde de MHP Genel Başkan Yardımcılığını üstlenen Ruhsar Demirel, şöyle diyor: Kadın olduğum için değil, siyasetçi olduğum için bu görevdeyim. Bizim kadınlara ulaşma sorunumuz yok ama belki algıda farklı yansıma var, bu algıyı değiştiremezsek kendimi sorumlu tutarım. Başarısız olmak için kötü bir helva ustası olmam lazım..

Doktor Ruhsar Demirel, MHP’nin ilk kadın genel başkan yardımcısı oldu. Ancak basına önce “Başkanlık Divanı’nın ilk kadın üyesi” olarak yansıdı. Demirel, röportajın başında bunun altını çizerek, “Çok değerli iki arkadaşımıza haksızlık edilmesini istemem. Benden önce iki kadın Divan üyemiz oldu” açıklamasını yaptı. Uzun zamandır MHP’da aile, kadın ve engellilerle ilgili çalışmalar yapan, kartvizitine, görme engellilerin de kendisine ulaşabilmesi için Braille alfabesi kullanarak kabartma harfler bastıran Demirel, “Kadın olduğum için değil siyasetçi olduğum için buradayım” mesajı verdi. İlk kez VATAN’a konuşan Demirel, sorularımızı şöyle yanıtladı:

MHP’nin ilk kadın genel başkan yardımcısı oldunuz. Güzel olduğu kadar sorumluluğu da ağır olan bir görev galiba?

Hissettiğimi tek kelimeyle özetleyebilirim: Sorumluluk. Ama çok güzel ve büyük bir sorumluluk.

Kaç yıldır MHP’de aktif görevdesiniz?

2009’daki büyük kurultaydan bu yana hem MYK üyesi, hem de Aile Kadın ve Yan Kuruluşlar Başkan Yardımcılığı’nda Başkan Yardımcısı’yım. Ama şunu hemen belirtmem gerekir; partimizde Genel Başkan Yardımıcısı ilk kadınım ama Başkanlık Divanı’nda ilk kadın değilim. Sayın Sevin Ünlü ve Sayın Semahat Müftüoğlu hanımefendiler, Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yapmış iki değerli siyasetçiydi ve haklarını teslim etmek, saygıyla anmak gerekiyor.

Kart vizitinizde Braille alfabesi kullanan, yıllardır engelliler konusunda aktif çalışan bir siyasetçisiniz. İlk projeniz ne olacak?

İlk demek doğru olmaz. Çünkü önemlilik ve öncelikler o konuyla ilgili insana göre değişir. “Kadın konusunda şunu öne geçireceğiz” dersem, erkekler için de yapılması gerekenler var, çocuklar için öncelikler var, gençler, yaşlılar, engelliler için başka öncelikler var. Engelliler İletişim ve Koordinasyon Merkezi’nin başkanıyım. O kartvizitteki Braille alfabeli baskıları o nedenle yaptırdım. Engelli dediğimizde aslında bu ifade Türkiye’de bir çok kesimi kapsıyor. Kadın, erkek, çocuk Hatta kronik hastalar da engelli olarak geçiyor. Dezavantajlı grup olarak tanımlanıyor. Biz, her başlığın kendi içinde önemlilik ve öncelik dizisini yapıp ona göre çalışacağız.

Kadını öne çıkararak diğerlerini ihmal niyetinde değilsiniz?

Hayır. Kadının belki toplumsal olarak bazı geri kaldığı şeyler vardır ama erkeklerin de var. Türkiye’de “erkekler ağlamaz” diye şarkı bile var, düşünün. Aynısı kadınlar için de geçerlidir. Çocukların, gençlerin sıkıntıları var. Gençlerimizin meslek edinmeleri için ne yapabiliriz, istihdamda yer alabilmeleri için ne yapılmalı, hayatı zenginleştirmek adına onlara ne sunabiliriz diye bakmak gerekiyor. Yaşlılara sosyal güvenlik anlamında hangi artılar katılabilir bunları değerlendirmek niyetindeyiz.

* Bir kadının sadece kadından sorumlu bakan olmasını veya TBMM’ye birinin eşi olarak girmesini açıkçası ben başarı olarak göremiyorum...

Kadın veya erkek olmayı sayıya koyduğunuz zaman istatistik olarak nereden baktığınıza bağlı. Mesela bir parti daha önce 6 kadın milletvekili varken bunu 12’ye çıkarmışsa bu yüzde 100 artıştır. Ancak neticede sayısal olarak artış sadece 6 kişidir. Sayı değil nitelik önemli. MHP’de mesele budur, yani etkin siyaset. Sosyal veya özel durumunuz, engeliniz önemli değildir. Her zaman için insanlara siyasetçi diye bakmışızdır. Biz kadına, engelliye veya başka özel durumları olanlara siyasetçi olarak bakarız. Biz mesela o iki Başkanlık Divanı üyesini(Meclis Başkanlık Divanı) kadın diye görmüyoruz. Beni de öyle görmüyorlar. Ben divandaki bir üyeyim. Adımın Ruhsar Demirel olması bana özeldir, cinsiyetim kadın ama ben oradaki herkes gibi biriyim. O nedenle etkiye bakmak lazım.

* Bu kadar erkek egemen bir partide sıkıntı çekmiyorsunuz o zaman...

Aksine büyük avantajları var. Mesela beraber çalıştığım insanların bir kısmı benim siyaseten de büyüklerim. Ama önceliği hep bana verirler. O nedenle kendimi çok şanslı sayıyorum.

* Şafak Pavey TBMM’de pantolon giyemiyor. Bir iç tüzük değişikliği gündeme gelirse tavrınız ne olur?

Şafak Pavey’in öyküsünü çok iyi biliyorum. 13. Peron kitabı ilk çıktığında okudum. Belki bir hekim, belki bir anne duyarlılığıyla. Benim için çok tanıdığım birisi gibi. Henüz tanışmadık ama sohbetimiz mutlaka olacaktır. Bir başka ortak paydamız benim eşimin adı da Şafak (gülüyor). İç tüzükteki kılık kıyafet konusu ise çok hassas. Pantolon tabii ki bugünün kadınının yaşamında ayrılmaz bir parça. Mesela mitingde otobüslerin tepesine çıkıyorsunuz. Böyle bakınca hayatın bir çok alanında pantolon var ve olmalı. Henüz çok yeni vekilim. İç tüzüğü okuyorum, dersimi çalışıyorum.

* Pavey için özel bir düzenlemeye “evet” der misiniz?

Şafak Hanım özelinde elbette. Şafak Pavey’e veya diğer böylesi özel durumlu kişilere özgü bir konuysa neden olmasın? Mesela düştüm bacağımı kırdım diyelim ama Meclis çalışmaları devam ediyor. Ortada özel durum var olacaktır. Ama şunu söyleyeyim Şafak Hanım o ufkuyla engelli sayılmayacak biri. Dolayısıyla kendisine özel bir şeyse yapılacak olan, muhakkak herkes ona uygun bir tavır sergiler.

03.07.11- Vatan