*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Renal Transplant Alıcılarında İnfeksiyon  (Okunma sayısı 1177 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20676
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Renal Transplant Alıcılarında İnfeksiyon
« : Mart 24, 2013, 03:42:17 ÖS »
Renal Transplant Alıcılarında İnfeksiyon

Renal transplantasyonun basarısının yıllar içerisinde artması; gelistirilen yeni ve güçlü immünosupresif ajanlar ile birlikte, immünosupresyon hasta bazında kisisellestirilmesi ile iliskilidir. Buna karsın infeksiyonlar, hala transplantasyon sonrası önemli problem olmaya devam etmektedir.

Transplantasyon pratiginde kullanmakta oldugumuz immünosupresif ajanların gücü arttıkça transplant organ rejeksiyonu sıklıgı azalmakta, fakat buna karsılık hastaların fırsatçı infeksiyonlara ve kanser gelismesine egilimi artmaktadır. Aynı zamanda transplantasyon sonrasında görülen fırsatçı infeksiyonların sekli, CMV ve Pnömosistis için
verilen rutin antimikrobiyal profilaksiye baglı olarak degismekte, bunların yerini BK virüs gibi yeni klinik sendromlar ve antimikrobiyal direnci gelisen mikroorganizmaların neden oldugu infeksiyonlar almaktadır.

Transplantlı hastalar infekte oldukları halde almakta oldukları immünosupresif tedavi nedeni ile çok gürültülü bir klinik tablo göstermeyebilirler. Diger yandan ates yüksekligi olan transplantlı hastada infeksiyon- akut rejeksiyon ayırımının yapılması ayrı bir önem tasır.

İnfeksiyonlar post-transplant erken dönem morbidite ve mortalitesinden sorumlu olup hastaların %80’i post-transplant birinci yılda en az bir infeksiyon atagı geçirirler.
Kullanılan immunosupressif ilacın cinsinden çok, hastanın aldıgı indüksiyon ve idame tedavisi ile birlikte akut rejeksiyon ataklarının tedavisi, posttransplant dönemdeki infeksiyonların gelismesinde majör risk faktörüdür.

İnfeksiyon riskini etkileyen diger faktörler arasında:
- infeksiyon ajanına çevresel faktörler nedeni ile maruz kalma, daha önceden var olan latent infeksiyonun tekrar aktif hale geçmesi veya nadiren aktif infeksiyonun allograft ile nakledilmesi
- anatomik anomaliler ve ameliyat teknigi ile ilgili problemler (üreter kaçagı, perinefritik sıvı birikimi, infarkta yol açan damar tıkanmaları, kateter infeksiyonları gibi)
- metabolik faktörler (beslenme durumu, üremi ve kontrolsüz hiperglisemi gibi)
- CMV, EBV, HBV, HCV ve HIV gibi immunomodülatör virüsler ile infeksiyon
- Transplantasyon öncesinde uygulanan diyaliz yöntemi (hemodiyaliz ile karsılastırıldıgında cerrahi sonrası infeksiyon riski periton diyalizinde bariz olarak fazladır) sayılabilir.

İNFEKSYON EPDEMYOLOJS
Posttransplant dönemde infeksiyonların kaynagı 4 ana baslık altında incelenebilir.
1- Donörden kaynak alan infeksiyonlar
2- Alıcıdan kaynaklanan infeksiyonlar
3- Nozokomiyal infeksiyonlar
4- Toplum kaynaklı infeksiyonlar

Donörden kaynak alan infeksiyonlar
Sıklıkla sitomegalovirüs infeksiyonu ve tüberküloz, nakledilen dokuda latent olarak bulunabilir. İnfeksiyon geçisi organ alımı sırasında var oldugu halde, saptanamamıs (bakteriyemi, viremi gibi aktif donör infeksiyonu) olabilir. Ayrıca organ donörleri rutin cerrahi antimikrobiyal profilaksiye yanıt vermeyen nozokomiyal organizmalar ile infekte
olabilirler ve bu mikroorganizmaları alıcıya geçirmis olabilirler.

Kadavra vericide bulunan lenfositik koriomenenjit virüs infeksiyonu, infeksiyöz ensefalit ve kuduz, donördeki akut nörolojik olaylar tarafından maskelenebileceginden tanı konulamayabilir. Normal konakçıda bu infeksiyonlar konagın immun yanıtı ile sınırlanabilir. Buna karsın transplant alıcısında söz konusu infeksiyonlar hızla ilerleyebilir, kalıcı nörolojik hasar bırakabilir ve immun yanıtın yetersizligi sonucu ölüm sık görülebilir.

Bilinç degisikligi veya karaciger fonksiyon testlerinde anormal degisiklikler olması klinisyeni donör kaynaklı infeksiyonların arastırılmasına yöneltmelidir.

Kadavradan transplantasyon donörlerinin infeksiyon açısından degerlendirilmesi, sürenin ve uygun tekniklerin sınırlı olması nedeni ile yetersizdir. Donörlerin infeksiyon açısından rutin incelemesi sık rastlanan virüslere ait serolojik  tetkiklerden ibarettir.

Yazının Tamamını Okumak için buradan indirebilisiniz.

caprazbobreknakli.com