*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: MESLEĞIMDE İLK ADIMLARIM ZOR ANCAK KEYİFLİ OLDU'  (Okunma sayısı 6903 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20661
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
MESLEĞIMDE İLK ADIMLARIM ZOR ANCAK KEYİFLİ OLDU'
« : Eylül 01, 2012, 12:57:09 ÖS »


Türkiye'nin En Başarılı Avukatlarından Ferhan Fatih Demir

'MESLEĞIMDE İLK ADIMLARIM ZOR ANCAK KEYİFLİ OLDU'
O, engelli bir çocuk olmasına ve kendi jenerasyonunun yaşadığı tüm zorluklar arasından yükselerek çıkmayı başarmış birisi. Yatılı okuduğu engelliler okulunun kendisine, eğitimde hep ayrıcalıklar getirdiğini söyleyen Avukat Ferhan Fatih Demir, 'yaşam tüm zorlukları ile benim için okul hayatım bittikten sonra başladı' diyor.
 
Mesleğim çocukluk hayalim değildi diyen Av. Demir, hep müzikle uğraşmak ve müziğe olan tutkusunu ilerletmek istemiş, ancak müzikten kopmadan hukuğa olan ilgisi ve avukat olması cumhuriyet savcısı olan amcasının rolü ile gerçekleşmiş. Av. Demir'le, hayatına, mesleğine ve başarılarına dair sohbet ederek keyifli bir röportaj yaptık. Okuyunca 'daha yapacak çok işimiz var' diyebileceğiniz her okuyan için de farklı farklı anafikirlerin çıkacağı bir başarı hikayesi ile karşılaşacaksınız.

- Türkiye'nin başarılı ve örnek avukatlarından biri olarak sizi yakından tanıyoruz. Ancak bilmeyenler için kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Tabii,1975 Elazığ Maden doğumluyum. İlkokul 4. sınıfa kadar memleketimde okuduktan sonra Ankara'da bulunan o zaman ki adı Ortopedik Özürlüler Okulu olan okulda yatılı olarak lise son sınıfa kadar  devam ettim.1998 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim ve ailemin yaşadığı İstanbul Büyükçekmece'ye yerleştim halen kendi ofisimde serbest avukatlık yapıyorum.
 
- O kadar çok başarılarınız var ki, hepsine Engelsiz Kariyer'de yer vermek için size birçok sorularım olacak. Ve sırasıyla ilk sorum; bir engelli olarak okul yıllarınız nasıl geçti? Kısaca anlatabilir misiniz?
Üniversiteye kadar olan okul yaşantım okulun engellilere gore dizayn edilmiş özel mimari altyapısı olması ve diğer öğrencilerinde engelli olması nedeni ile pek zorlanmadan geçti, Üniversiteyi kazanıp eğitime başladıktan sonra yaşantınız bir anda değişiyor zira orada engelli olamayan kişilerle aynı şartlarda okuyorsunuz ilk etapta biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim ancak güzel arkadaşlık ve dostluklar edindikten sonra zorlukları bir bir aşıyorsunuz, tüm mesele bakış acısında..
 
- Ortopedik engelli olarak eğitim sürecinizde ne gibi zorluklar yaşadınız?
Aslında burada temel sorun ülkemizde engellilere yönelik çalışmaların oldukça gecikmeli başlaması ve sürüyor olmasıdır. Sinemada , tiyatroda, otobüste ve hatta sokakta yaşamın içinde karşılaştığınız tüm fiziki ve psikolojik sorunlarla okulda da karşılaşıyorsunuz.
 
- Mesleğiniz çocukluk hayaliniz miydi? Ve eğer o yıllarda farklı hayalleriniz olduysa nelerdi?
Çocukluk dönemimde mesleğimle ilgili bir hayalim olmamıştı doğrusunu isterseniz, Müziğe olan ilgim nedeni ile müzisyen olmak istemişimdir. Ancak hukukçu olmamda cumhuriyet savcısı olan amcamın rolü çok büyüktür.

 Şimdi de başarıyla üniversiteyi tamamladıktan sonra en zorlu süreç olan iş bulma konusunda ilk iş deneyiminizi ve yaşadıklarınızı anlatabilir misiniz ?
Aslında yaşam okuldan sonra başlıyor desem abartı olmaz, Okulu bitidikten sonra İstanbul'a geldim öncelikle staj yapmam gerekiyordu. Bunun içinde deneyimli bir avukat aramaya başladım, tesadüfen halen Büyükçekmece'de avukatlık yapan Üstadımız Av. Vural Çebi ile tanıştım (ben kendisine Vural abi derim). Vural abiden çok şey öğrendim stajım bittikten sonra bana 6 ay sure ile bürosunda avukatlık yapmama izin verdi bu da benim için iş hayatımda çok önemli olan  cesaret ve özgüven kazanmamı oluşturdu.
 
İlk işim aldığım boşanma davası idi, Aldığım başarılı sonuç sonrası kazandığım ilk para ile kendi ofisimi açtım. Mesleğe kendi ayaklarımın üzerinde durma çabamda ilk adımlarım zor ancak keyifli oldu.
 
- Başarılı bir avukat olarak mesleğinizi kolaylıkla sürdürebiliyor musunuz? Ortopedik engellinizden dolayı mesleğinizi yapmak sizin için zor mu yoksa kolay mı?
Önemli olan ne yapmaya karar verdiğinizdir. Ortopedik engelli olmamın meslek yaşantıma bir zorluğu olmadı. Mazeret ve bahane üretmeden mücadele etmeniz gerekir, zaten önyargılı bir çevre ve toplum dışarıda sizi bekliyor, onlar yapamazsın dedikçe biz inandığımız yolda kararlılıkla yapabilirim  demeliyiz. Kendinizi kabul ettirdikten sonra işler kolaylaşıyor.  Bu mesleği icra etmek herkesin engeline ya da yaşadığı mimari koşullara göre zor olabilir ama benim özel olarak yaşadığım bir zorluk olmadı şuana kadar.
 
- Mesleğinizden dolayı sıklıkla ziyaret ettiğiniz kamu alanı ve diğer mekanlarda mimari problemlerle karşılaşıyor musunuz? Ve bu problemleri nasıl aşıyorsunuz?
Yeni yapılan binalarda asansör bulunduğu için sorun olmuyor. Ben ortopedik engelli olduğum için kendi imkanlarımla yürüyebildiğim için merdivenler de olsa çıkabiliyorum. Ancak tekerlekli sandalye kullanan bir bireyin bırakın avukatlık yapmayı, adliyede haklarını araması bile oldukça güç. Bazı binalarda ilk 1 ve 2.ci kata asansörün gitmesi iptal edildiği ile karşılaştığım zamanlar,  o kurumun amirine durumu bildirip açılmasını rica ediyorum ve ancak o zaman asasörü kullanabiliyourm. Aslında temel sorun beton ya da mimari engel sorunu değil. Sorun bilinçsizlik bu nedenle toplum olarak bilinçlenmemiz lazım.
 
- Engellilerimizin zorlukla eğitimini tamamladıktan sonra iş ararken dikkat etmelerini istediğiniz önerileriniz neler?
Ülkemizde malesef engellillerin eğitim düzeyi istenilen oranlarda yüksel değil. Eğitimini tamamlayan ve kendi gelişimini sağlayabilene engelli arkadaşlar ise oldukça küçük bir azınlığı oluşturuyor. İş ararken de eğitim en önemli avantaj sağlayan bir gerçek. Bunu unutmamak gerek. İşsizlik tüm insanlar için bir problem firmaların işe alım uzmanlarına aradığı aday kriterlerine uygun olduğunuzu sahip olduğunuz potansiyellerinizi sunmanız gerek ki tercih edilen işe alınacak aday olabilesiniz. Bu yüzden engeli olmayan diğer çalışan kişilerden daha fazla çalışmanız, iş sorumluluğu içinde işimizi en iyi şekilde yapmamız gerekli. Ben çalışan ve sorumluluk sahibi işini seven engellilerin eninde sonunda karşılığını aldığına inanan biriyim. Sihirli anahtar; güven, istek, mücadele ve çalışmaktır. Bir iş görüşmesine gittiğiniz zaman karşınızdaki firma yetkillerinin sizin baston, koltuk değneği ve sandalyenize takılmaması için oldukça dikkatli ve titiz giyinerek engelinizi ikinci planda tutmanız gerekir bu da özellikle aradıkları pozisyona için en doğru aday olduğunuzu daha önceden kendi gelişiminizi sağladığınız deneyimlerinizden, profesyonel olmanızdan, referanslarınızdan ve özgüveninizin yerinde olmasından geçer.
 
- İş dünyasında sizce engellilere yeterince kariyer fırsatları sunuluyor mu? Sunulmuyorsa işverenlere neler söylemek istersiniz?
Bu soruya olumlu cevap vermek zor. Ancak engelli arkadaşların daha fazla çaba göstermesi ve mümkün olduğunca gidebildikleri kadar eğitim seviyelerini yükseltmeleri gerekir. Artık engelli deyince iş yerlerinde telefona bakan santral operatörü ya da resepsiyonist, temizlikçi, çaycı imajını yıkmamız gerekir. Diyorum ya bu sorun  toplumsal bir problem; engelli deyince akıllarda hemen acınılası,duygusal olarak kullanılan (özellikle de medyada) bir kişi oluşuyor, önce bunları yıkmak lazım. İş vereninde bu toplumun bir bireyi olduğumuzu unutmamalıyız. Biz kendimizi iyi anlatmalıyız ve çalıştığımız yerlede iyi izlenimler bırakmalıyız ki bizden sonra çalışacak engelliler için işverenin endişeli kaygılı ve önyargılı davranışlar sergilememesini sağlamalıyız. Engellilerimize kolaylıklar gösteren doğru pozisyonlarda işe alımlarının gerçekleşmesi için  bıkmadan kendimizi doğru anlatmalıyız.
 
- Çalışma hayatınız süresince hiç önyargılarla karşılaştınız mı? Ve bunu nasıl yendiniz?
Şahsıma karşı doğrudan olmasa da dolaylı olarak hissettiğim bazı önyargılar olmuştur ve olmaktadırda. İnsanların kafalarının içindekileri değiştirmek zor, ben yaptığım işin niteliği gereği önyargılarınız varsa benimle çalışmayın diyorum açıkcası bu açık sözlülük işe yarıyor. Ben yaptığım işin beni yeterince tatmin edip etmediğine bakarım başkalarının ne düşündüğü ile ilgilenmem aksi halde yaşam çekilmez hale gelir. Zamanla sahip olduğunuz deneyim ve başarılarınızla kolaylıkla kendinizi aşıyorsunuz bu da belirli bir süreç sonra elde edilebiliyor.

- Çalışma hayatınızda prensip ve kurallarınız var mı? Bunlar neler anlatabilir misiniz?
Temel prensip doğruluk ve dürüstlüktür. İş disiplini, işi yapış biçimini kişiye gore değiştimemek,fiyat politikasına dikkat etmek vb..gibi prensipleri edinmeniz gerekir.Unutmayın nasıl tanınırsanız öyle gidersiniz.
 
- Şimdi kariyer ve iş dünyasından uzaklaşarak bize başarılarınızdan, hobilerinizden ve müzik dünyanızdan bahsedebilir misiniz?
Müziğe ilgim küçük yaştan geliyor hem dinlemeyi hem de enstrüman çalmayı çok severim. Bağlama ,darbuka ve klavye çalabiliyorum, bunlar beni rahatlatıyor. Yürüyüş yapmayı, yeşil alanlarda dolaşmayı,imkanlar elverdikçe yeni yerleri keşfetmeyi seviyorum. Unutmadan güzel yemek yaparım, yemek yapmak beni yorgunluktan ve streslerden uzaklaştırarak rahatlamamı sağlar. Bence yorucu ve bunaltıcı koşuşturmalarımızın arasında bir mola vermek her zaman gereklidir. Kendinize cimri davranmadan zaman ayırmalısınız!
 
- Aklıma gelmişken sormak istiyorum hemen. Sizce engellilerin istihdama kazandırılmasında devletin aldığı önlemler yeterli mi? Burada hem engellilerimize hem de işverenlere düşen görevler sizce neler?
Son 4-5 yıldır gözle görülen samimi bir çaba olduğunu söylemem lazım ancak yeterli değil,herşeyi devletten beklememek lazım. Örneğin devlet %50 çalışanı olan bir işletmeye %3 engeli kontenjan zorunluluğu getirse de  bazı işverenler para cezasına razı olup engelli çalıştırmıyor. Bu noktada ki zihniyet değişmeli. Devletin ciddi, tutarlı ve süreğen bir engelli politikası olması gerekiyor; istihdam sağlayıcılar da kurallara uymalı. Engelli bireylerinde çalışma hayatına katkıları olabileceğine inanmalı ve bu yönde adımlar atmalılar. Engelli arkadaşlarımız ayrıca haksızlıklar ya da ayrımcılığa uğradıkları zaman haklarını talep etmeli, sunulana razı olmamalılar. Biraz zorlanılsa da hakların talep edilmesinde ve yanlışlığın düzeltilmesine ikna etmek lazım.
 
- Keyifli röportajımızın sonlarına yaklaşırken uzun vadede gelecekle ilgili planlarınız neler? Bize kısaca anlatabilir misiniz?
Ben yaşamdan olabildiğince tad almaya çalışan biriyim. Ne zaman sonlanacağı belli olmayan ama biteceği kesin olan bir yaşamda çok fazla hırslanmak anlamsız geliyor bana. Ancak yaşadığımız süreç içinde de hayata kattığımız bir anlam olmalı. Hem işimde, hem evimde başarılı ve gayretli olmamın yanı sıra topluma da katkı sağlayabilecek düzeye ulaşmak en büyük hedefimdir. Öğrendiklerinizi kendinize saklamamalısınız onları paylaşacak düzeye ulaştığınızda da olabildiğince geniş kitlelerle paylaşmalısınız.
 
- Engelsizkariyer.com'la ilgili düşünceleriniz neler?
Engelsiz kariyer.com engelli arkadaşların istihdam edilmesinde ve kendilerini ifade edecek ortam açısından büyük bir boşluğu doldurduduğuna inandığım iyi  düşünülüp çalışılmış bir proje ve arkasında ciddi bir emek var. Engelsizkariyer.com portalının hayata geçmesinde büyük emekler veren Mehmet Kızıltaş, zaten tüm engellilerce bu güne kadar yaptığı başarılı çalışmaları ile biliniyor. Ben bu çalışmanında başarıya ulaşacağına inanıyor ve temenni ediyorum. Ancak engelli arkadaşlarında böylesine önemli bir çalışmaya destek olmaları ve sahip çıkmaları gerektiğini düşünüyorum.
 
- Son olarak Türkiye'nin ilk Engelliler İnsan Kaynaklar ve Kariyer Portalı Engelsizkariyer.com aracılığı ile engelliler ve işverenlere bir mesajınız var mı?
Evet, zor bir dönemden geçiyoruz, tüm dünyada dengeler değişiyor, bu zorluklar içinde engelli bireylerin işi de daha fazla zorlaşıyor. Benim acizane tavsiyem hedefledikleri yolda kararlı olmaları ve yılmadan sabırlı bir biçimde ilerlemeleridir. Mücadele er geç meyvesini verir yeter ki karamsar olmadan inandığımız yolda karşılaşacağımız tüm zorluklara rağmen vazgeçmeden hedefimize ulaşıncaya kadar yürüyelim.
 
İş verenler de, önyargılardan arınıp engellilere en azından fırsat vermeliler, unutmamalılar ki bir çok engeli aşarak başarıyla karşılarına geçen engelli arkadaşlarım elbette ki o iş yerine bir katma değer katacak ve verimli olacaktır.Yeter ki fırsat verelim.
 
engelsizkariyer.com Röportaj: Editör