*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: BİRŞEYLER BAŞARABİLDİĞİMİ GÖRDÜKÇE ÇOK DAHA SIKI SARILDIM HAYATA  (Okunma sayısı 6902 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20661
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com


Hayal olan birçok hayalini gerçekleştiren başarıları ve sempatikliği ile her zaman kendinden söz ettiren Selma Gürbey, Miniaturk’de Halkla İlikşiler Uzmanı olarak çalışıyor. Yanlış teşhis yaşam yolumu çok farklı bir yöne çevirdi diyen Gürbey, engelimi kabullendikten sonra önce iş buldum sonra da yarım kalan eğitimimi tamamladım diyerek mücadeleci ve hiç pes etmeyen güçlü bir yanının olduğunu gösteriyor bize.

Hayali avukat olmaktı, engelli olduktan sonra bu hayalinden vazgeçtiğini belirten Gürbey, ‘Şimdi yine hayalim olan bir işi yapıyorum. Avukat olamadım ama AÖF’nin önlisans ve lisans mezunu olarak iki ayrı bölümden mezun oldum’ dedi. Sadece kendine değil herkese karşı sosyal sorumluluk bilinci ile yaşayan Gürbey, bugün geldiği noktayı hep kararlılığı, sorumluluk sahibi olmasına ve çok çalışmasına borçlu olduğunu belirtiyor.
Köşe yazarlığı, kitap denemesi, radyo programcılığı ve daha sayamadığımız bir çok çalışmayı aynı anda yürüten kısacık zamana çok şeyi nasıl sığdırdığını anlatan Selma Gürbey’in bir mum ışığı misali hayatı ile etrafını nasıl aydınlattığını göreceğiniz başarı hikayesi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Öncelikle Engelsiz Kariyer Sitesi yöneticilerine ve okurlarına merhaba demek istiyorum. 1970 yılının, bir sonbahar ayında İstanbul Şişli de ‘Şişli Etfal Hastanesi’nde dünyaya geldim. Ailemin ilk ve tek kızı olarak çocukluk hayatımı el bebek gül bebek geçirdim. Benden sonra dünyaya gelen üç erkek kardeşim ile birlikte büyüdüm.
Ortaokulu Şişli Lisesi’nde okudum.1983 yılında yapılan sonradan yanlış teşhis olduğunu öğrendiğim bir ameliyat yaşam yolumu çok farklı bir yöne çevirdi. Engellilik nedir? Engelliler neler yapar? Bilmeden bir engelli olarak yaşamın içinde yer almanın güçlükleri ile mücadele etmeye başladım. 1995 yılında yanlış ameliyat olduğumu öğrendiğimde asıl sorunumun da ‘omurilik tümörü’ olduğunu öğrendim. Tekrar ameliyat ve sonrasında koltuk değnekleri ile girdiğim ameliyattan tekerlekli sandalyede yaşam yoluna devam etmek zorunda kaldım.
Öncelikle ne yapacağımı bilemedim. Ancak bu şekilde de olsa hayatımı sürdürmek zorunda olduğumu kabullendikten sonra önce bir iş buldum, sonra yarım kalan eğitimimi tamamladım. Spor ve Sosyal hayatım bir anda hareketlendi. Birşeyler başarabildiğimi gördükçe çok daha sıkı sarıldım hayata ve bugün o zamanlar hayal olan birçok hayalini gerçekleştirmiş olduğumu söyleyebilirim.
Birçok hayalinizi gerçekleştirdiğinizi söylüyorsunuz… Bunlar neler?
Elbette, hangisinden başlasam diye düşünüyorum… Şu anda AÖF’nin önlisans Halkla İlişkiler Bölümü ve lisans İşletme Fakültesi’nden mezunuyum. Kültür A.Ş. Miniaturk de Halkla İlişkiler Uzmanı olarak görev yapıyorum. Evli ve bir çocuk annesiyim. İş hayatı ve ev hayatı yoğun geçen her günü anlamlı bir hayatı yaşamaktan daha güzel ne olabilir. Ayrıca yazarlık da yapıyorum. ‘Engelsiz Kariyer’ başta olmak üzere birçok yerde makale, hikâye, deneme türü yazılar yazıyorum. Engelsiz gazete de yazı işleri müdürlüğüm, köşe yazılarım ve Radyo Engelsiz Gazete’ de her cumartesi akşamı ‘Mavi Saatler’ ismi ile yayınlanan bir radyo programım var. Kitap yazıyorum, düşünüyorum, üretiyorum. Kısa zamana çok şey sığdırdığımı düşünüyorum. Yaşama geç karışmış olmamdan dolayı hızla aradaki mesafeyi kapatmaya çalışmaktan aslında çok da yoruldum. Bu anlattıklarımın hepsi gerçekleştirdiğim hayallerim.



Tüm bu yoğunluğunuz için bazı projelerde de yer aldınız. Biraz da örnek olacak duruşunuz olan sosyal sorumluluk yönünüzden bahsedebilir misiniz?
Sadece kendim için bir şeyler yapmış olmayı sevmiyorum. Yaşam da izler bırakmak istiyorum, birilerine faydam dokunsun istiyorum. Tüm engellilerin ayrıca aramıza katılan yeni engellilerin bizden çok daha rahat bir hayat yaşamasını arzu ediyorum ve bundan dolayı da boş vakitlerimi değerli kılmaya çalışıyorum.
2000-2007 yılları arasında yer aldığım İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destek verdiği ÖSHA yani ‘Özürlülerin Sosyal Hayata Adaptasyonu’ projesinde görev aldım. Proje, İstanbul Vakfı tarafından başlatılmış daha sonra İstanbul Özürlüler Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarına devam etmişti ve hatta etmeye de devam ediyor. Bu projenin en başından itibaren yer aldım. Gönüllü olarak katıldığım çalışmalar daha sonra kurumu temsil eden bir çalışan olarak sürmeye devam etti. Proje sayesinde almış olduğumuz süpervizyon eğitimlerinin ise tüm yaşamımızda çok büyük katkılarını olduğunu söyleyebilirim. Aynen projenin ismi gibi katılan özürlüler sosyal hayata adapte olmuş oldu ve toplumu özürlülük konusunda bilgilendirmeye başladılar. Koordinatörlüğünü yaptığım projenin her anın da büyük bir keyif aldığımı da ifade etmeliyim. Yani düşünüyorum da birileri için çaba harcarken otomatik olarak kendimize de katkı sağlamış oluyoruz. ‘Özürlülerin Sosyal Hayata Adaptasyonu ya da Toplumun Özürlülere Adaptasyonu Projesi’ ÖSHA bu anlamda çok önemli bir proje. Engellilik konusunda topluma bilgeler veriyor birebir yaşayan bizlerin ağızlarından kendimizi genç nesile (öğrencilere, gençlere) anlatabiliyoruz. Proje halen değerli arkadaşlarımızın çabaları ile bilgilendirme ve bilinçlendirme görevine devam ediyor. Bu proje sışında İstanbul Özürlüler Spor Kulübü Derneği’nin başkanlık ve başkan yardımcılığı görevlerini üstlenerek bu kez de engellilerin spor yapması konusunun üzerinde durmaya başladım. İstanbul ampute takımımız ile yer aldığımız Türkiye Ampute Futbol Ligi’nde İstanbul’un yüzünü güldürecek başarılara imza attık.
Çocukken olmak istediğiniz veya hayalini kurduğunuz bir meslek var mıydı? Şuanda hayalini kurduğunuz mesleği mi yapıyorsunuz?
Çocukken aslında Hukuk Fakültesinde okumak Avukat olmak gibi bir hayalim vardı. Fakat engelli olduktan sonra bunun gerçekleşmeyeceği düşüncesi ile olsa gerek unuttum ve yeni bir hayalin peşinden gittim. Bu hayalim ise halkla ilişkiler uzmanı olmak ve iyi bir kurumda çalışmaktı. Bu anlamda hayalini kurduğum mesleği yaptığımı söyleyebilirim. İstedim, okudum ve bu konuda kendimi geliştirecek birçok eğitim seminerine katıldım. Şu anda sevdiğim ve istediğim mesleği yapıyorum.
Engeliniz şuan ki işinizi yapmanıza bir engel oluşturuyor mu?
Engelim işimi yapmayı engellemiyor! Ben zaten engelimin işimi etkilemeyeceği bir mesleği yapıyorum.
İşverenlerin mesafeli yaklaştığı ya da uzak durduğu bir engel grubundasınız. Tekerlekli sandalye kullanan biri olarak iş arayışınızda neler yaşadınız?
İş bulmak konusunda sanıyorum şansım hep yaver gitti. İyi bir kurumda iş hayatına başladım. Kendimi geliştirmiş ve prezantabl olmam iş bulmam da çok olumlu sonuçlar almamı sağladı.
Hatta bir anımı paylaşmak istiyorum. Nasıl iş bulacağım konusunda ilk başlarda pek bilgim olmadığından bende herkes gibi gazete ilanlarını incelemeye başladım. Bugün bu şekilde iş aramaya başlama cesaretime gülüyorum. Çünkü iş bulmak için telefon ettiğim firma yetkilisine kendimi tanıtırken engelli olduğumu ifade ettiğim anda biz sizi ararız diyerek kestirip atıyorlardı. Daha baştan kaybediyordum kendimi ve neler yapabileceğimi anlatmadan. Buyüzden işverenle yüz yüze görüşmekten çok daha zor telefonla görüşmek. Demek ki ben bir engellinin iş bulması için en zor olan yolu seçmişim.
Nasıl bir deneyim yaşadınız bu konuda bizlere biraz bahsedebilir misiniz?
Gazete de kendi özelliklerime uygun aranan iş ilanlarından seçim yapıp aradım. İşveren ile görüştüm. İlk başta tabi olumlu bakılıyordu. “Çok düzgün bir diksiyonunuz var, eğitiminiz de aradığımız kriterlerde, zaten burada çalışırken işi daha iyi öğrenirsiniz, deneyim de zamanla kazanılır, buyurun gelin görüşelim” deniyordu. Sonra ben fiziksel engellimden bahsediyordum. Bundan sonra görüşme gereği bile duyulmuyor. “Bize çay servisi yapılacak aday arıyoruz, kusura bakmayın, iyi günler” deniyordu. Oysa yüz yüze görüşme sonrası bana fırsat verilen ilk çalıştığım yerde gelen konuklara çay servisi bile yaptım inanır mısınız? Sevgili müdürem kettle ve poşet çayları bana göre hazırlamıştı. Gelen konuklara çay, su vs. ikramları yapmak karşılıklı hoşgörü ile hiçte zor olmadı. Aslında her şeyin başında anlayış olduğunu söyleyebilirim. Biz yeter ki anlaşmak, birlikte bu hayatı yaşamak isteyelim. İşte o zaman şu veya bu diye mazeretler üretmemize gerek kalmaz. Önemli olan çözümü üretmek. İş arayan engelli arkadaşlarım ise iş bulmakta telefon görüşmesi yerine yüz yüze iletişimi tercih etmelerini tavsiye ederim. Eminim ki yüz yüze görüşmede kendilerini çok daha iyi bir şekilde ifade edebilirler.
 
Şuan ki işinizdeki başarınızı neye borçlusunuz?
Öncelikle başarılı bulduğunuz için teşekkür ederim. Fakat eğer bir başarı var ise bu kolektiftir. Tek başına başarı olmaz. En başta beni hayata katılmak yönünde teşvik eden, her zaman yanımda olan sevgili anneciğim, iş arkadaşlarımın yardımları ve hoşgörüleri ile bana verilen fırsatlar başarıyı getirdi diyebilirim. Kendimi geliştirmiş olmam, ailemin desteği gibi sayamadığım inanın çok faktör var. İyi ki de var. Hayatımda ki herkese hayatın içinde yer almam için verdikleri destekten, yanımda olduklarından dolayı yeri gelmişken teşekkür etmek istiyorum. İyi ki ben kendimi böyle şanslı bir çevrenin içinde bulmuşum.
Çalışma koşullarınız nasıl? İşyerinde bir iş günü nasıl başlıyor ve nasıl bitiyor?
Herkes için geçerli olan iş yerinin çalışma saatleri benim içinde geçerli. Saat 9.00 da başlayan mesaim 18.00 de bitiyor. Yaz ve kış uygulamalarından dolayı saat değişiklikleri yapıldığında bu bana da yansıyor. İş yerine, annemin desteği beni otomobilime yolcu etmesi ile başlıyor. İş yerine geldiğimde iş arkadaşlarımın yardımı ile (tekerlekli sandalyem bagajdan alınıp bana veriliyor) bu şekilde işime başlıyorum. Çalışma saatleri boyunca her çalışan gibi yapmam gereken işleri yapıyorum. Mesaim bittiğinde iş arkadaşlarımın yardımı ile yine tekerlekli sandalyem otomobilimin bagajına konuluyor eve doğru yola çıkıyorum eve varınca da annem veya eşim karşılıyor. İş yerinde bir günüm kısaca böyle geçiyor.
Sıkıldığınızda ya da motivasyonunuzu kaybettiğinizde neler yapıyorsunuz?
İnsan sevdiği işi yaparsa hayatı boyunca bir kez olsun çalışmış olmazmış. Sanıyorum bende öyleyim. Çalışmayı seviyorum. Tam tersi evde olduğumda sıkılıyorum. İş yeri tarafından verilen eğitimler ise tüm çalışanların her zaman motivasyonlarını artırıcı düzeyde.
Birçok tekerlekli sandalye kullanan başarılı engelliler sizin gibi şanslı değil. Çünkü ofiste değil de evden çalıştırılıyorlar. Bunun için neler söylemek istersiniz?
Ev ortamında çalışmak nasıldır? Açıkçası bilmiyorum ama ben tercih etmezdim. Ofis ortamında çalışmak insana birçok artılar kazandırıyor. Toplum ile birlikte olmak, sosyal olmak, arkadaşlar edinmek için dışarıda olmak lazım. Fakat eğer bu bir tercihse ve bunu tercih etmişse bazı arkadaşlarım, memnunsa evinde çalışmaktan çok da bir şey söylemeye gerek yok.
Çalışma hayatınızda hiç mobing, ayrımcılık ve önyargılarla karşılaştınız mı? Eğer karşılaştıysanız kısaca özetleyerek bu süreçlerle nasıl başa çıktınız?
Mobing ile hiç karşılaşmadım ama ilk iş hayatına başladığım dönemlerde çok farkında değilim ama ayrımcılık veya önyargılarla karşılaşmış olabilirim! Aslında önyargı bilinmeyen konularda olur genelde ve toplum her geçen gün bu konuda bilinçleniyor. Toplumun bilinçlenmesi noktasında medya ve basının olumlu etkisi de yadsınamaz. Dizilerde engelli temasına yer verilmesi ve engellilerin tanınması ile birlikte fırsat verildiğinde engellilerin neler yapabilecekleri yansıtıldıkça toplumda varsa bir önyargı sanıyorum aşılacaktır.
Başarılı biri olarak engellilerin istihdamda hak ettiği yeri alması için sizce neler yapılmalı?
Engelli kişinin öncelikle kendini iyi ifade etmesi, geliştirmesi ve fırsat verildiği takdirde yapabileceği işler konusunda işverene bir fikir veriyor olması gerektiğini düşünüyorum. İşverenler engellilerden yapamadıkları yerine yapabildikleri işler konusunda güven duyar ve fırsat verirse sanıyorum iş bulmak zor olmayacak. Aslında bu karşılıklı bir çaba ile aşılabilecek sorun. Engelli kişi bir kez iş hayatına girer ve tecrübeli bir kişi olursa bundan sonra iş bulması zor olmuyor. Önemli olan ona o ilk fırsatı verebilmek. Devletin bu konuda yaptırımı da elbette ki çok önemli!
Röportajımızın keyifle sonuna doğru gelirken sizden gelecekle ilgili planlarınızı da öğrenebilir miyiz?
Hedefler gerçekleşme sürecine göre değişiklik gösteriyor. Bundan 10 yıl önce hedeflediklerime ulaşmış olmam yeni hedefler geliştirmediğim anlamına gelmiyor elbette. Zaten hayattan beklentilerin hedeflerin yok ise yaşamanın da anlamı yoktur diye düşünüyorum. En önemli hedeflerim gerçekleşmiş de olsa bundan böyle yaşamımı değerli kılmak adına fakat gerçekleşmediğinde de bir kaybım olmayacak ama gerçekleşirse eğer kazanımlarım olacak planlar içindeyim. Bunların hepsi olmasa da birkaçını sizler ile paylaşabilirim. Yazmaya başladığım kitap projemde çalışmamdan dolayı çok yavaş yol alıyorum ama sorun değil sonuçta kitabım emekliliğim sonrasında da yayına çıkabilir ve böylece beni avutacak bir uğraşım olur. Yani emekli olunca öyle evine kapanıp oturmayı düşünmüyorum. Birazda planlarım emekli olduğum zaman yapacaklarıma odaklı. Emeklilik dediğin bir gün geliyor ve benim emekliliğim de birkaç yıl içinde gerçekleşmiş olacak. Oğlumun en iyi şekilde yetişmesine çalışıyorum ve onu layığı ile yetiştiğini görmekte beni çok mutlu edecek. Engellilik konusunda birşeyler yapmak da beni mutlu ediyor. Yine bu konularda gelen projelere sıcak bakabilirim ve beklide bir proje de ben yaparım.
Engelsizkariyer.com yazarı olarak Engelsiz Kariyer’le ilgili düşünceleriniz neler? Önerileriniz var mı?
Engelsiz Kariyer’in iş hayatında aktif olmak isteyen engelliler ile engelli çalıştırmak isteyen işverenleri bir araya getirmek gibi çok önemli bir görevi üstlenmiş. İşverenlerin en büyük sıkıntısı çalıştırmak istediği engelli elemana ulaşamamaktı fakat Engelsiz Kariyer bu konuda onların yanında. Ayrıca bu konuda çok da başarılı buluyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Son olarak Türkiye'nin ilk Engelliler İnsan Kaynaklar ve Kariyer Portalı Engelsizkariyer.com aracılığı ile engelliler ve işverenlere bir mesajınız var mı?
Engellilere özgüveninizi ve kendinizi geliştirin demek istiyorum. Eğitim önemli, seminerler, kurslar, sosyal hayatın içinde yer almak iş bulmak veya bulunan işte başarılı olmak açısından önemli. Kendi eksikliklerinizin üzerinde durmaktansa varolan en iyi yapabildiklerinizi düşünün demek istiyorum. Hayatımızı şekillendirmek aslında bizim elimizde. İstemek ve gayret etmek başarıyı getirecektir.
İşverenler ise engelli kişiye fırsat verir ve engelli personelinin potansiyeline göre uygun işler seçecek olursa mutlaka verim de alacaktır. Aynı şekilde engelli kişide ki eksiklik üzerinde durmaktansa örneğin tek kolu olmayan, gözü görmeyen, yürüyemeyen, konuşamayan veya zihinsel engeli olan bir çalışanı olduğunda ona ne işler yaptırabileceğini bilmek için engellilik konusunda da bilgi sahibi olmak, bununla ilgili seminerlere katılmak, kaynakları okumak ve ona göre engelli çalışanını yönlendirmek işverenlerin engelli personelinden çok daha iyi verim almasını sağlayacaktır. Ayrıca işe alınmalarının dışında her çalışan için önemli olan kariyerin engelliler için de önemli olduğu göz ardı edilmemeli. Sonuçta üniversite mezunu, yabancı dil bilgisi gibi artıları olan birçok engelli arkadaşımın sadece engelli olduğu için vasıfsız işlerde çalıştırıldığını görüyoruz.

engelsizkariyer.com Röportaj Mehmet Kızıltaş