Amaç "sevgi" olunca...

[melleseferi]

Sevgi engelliler derneğinin organizesinde ilimize gelen turist kafilesi, dernek üyesi engelliler ile tekerlekli sandalye basket maçı yaptı. Turistlerin engelli sporcuları anlamak için gösterdikleri çaba görülmeye değerdi.

"Yatağımı Kim Sallıyor?" Avrupa Birliği kültürel dönüşüm projesi kapsamında 3 ülkeden toplam 20 kişilik kafile hafta sonu ilimize geldi. Bir hafta boyunca çeşitli faaliyetlerde bulunan turist kafilesi ve dernek üyeleri, basketbol maçı oynadı. Atatürk Kapalı Spor Salonunda dün oynanan müsabakada, maçın skorundan çok, ortaya çıkan kardeşlik tablosu dikkat çekti.
Hiçbiri engelli olmayan turist grup üyeleri, Sevgi Engelliler Derneği üyeleri ile duygudaşlık kurabilmek, engelli olmanın güçlüklerine dikkat çekebilmek adına tekerlekli sandalyelere oturarak, zorda olsa basketbol maçı oynadılar. Her ne kadar skorun bir önemi olmasa da, maçı kazanan taraf sarı formalı ekip oldu. Maç sarı formalı ekibin 34–26 üstünlüğü ile sona erdi.
Maçtan sonra Sevgi Engelliler Derneği Başkanı Turgut Korkmaz, günün anısına turist kafileye sembolik kupa takdim etti. Maçtan sonra konuşan Korkmaz, duygularını şöyle ifade etti: "Sevgi Engelliler Derneği üyeleri olarak bu projeyi hazırlarken, son on yıl içerisinde sel, kasırga ve deprem gibi doğal felaketlerin sayı, şiddeti ve verdiği maddi ve manevi hasarın giderek arttığını biliyorduk. Bazılarımız bunun topluma gönderilen ilahi bir ceza, bazılarımız da sanayi, insanların tüketicilik gibi sosyal hastalık yüzünden oluşan çevre kirliliğinin ve insanların bozduğu ekolojik dengeler olduğunu biliyorduk. İnanç ve bakışlar farklı olabilir, ama netice birdir. Her sene dünyada yüz binlerce evlerini ve hayatları kaybetmiş, manevi ve maddi yaşam düzenleri mahvolmuş insanlar var. Böyle durumlarda yeterli yardımın olmaması veya yardımın geç ulaşması ve özellikle insanların paniğe kapılması ve yapılması gereken ilk yardım koşullarını bilmemesi insan kaybını artırmaktadır. Bu duruma kendi payımıza engel olmak, verilecek eğitim ile bu tür afetlerde bir nebze de olsa üzerimize düşeni yapma gayreti içerisinde olduk. Ancak tüm bunların yanında asıl ve önemli amacımız, bu kardeşlerimiz ile sosyal ve kültürel bir paylaşımda bulunabilmek. Henüz Muş’a geleli iki gün olmasına karşın kardeşlerimiz ile çok sıcak ve samimi ilişkiler kurduk. Birçoklarımız kırk yıllık dost gibi olduk. Özellikle kapalı spor salonunda yaptığımız basketbol maçında, kardeşlerimizin sırf bizi anlamak adına tekerlekli sandalyeye oturup, bizlerle maç yapmaları, unutulmayacak bir hatıra oldu. Birbirimize öyle çabuk alışıp kaynaştık ki, arkadaşlarımız, adeta bizden birileri oldular. Birçoğu Türkçe selam alıp vermeyi iki günde öğrendi bile. Öyle ki dün gece çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın düğününe hep beraber gittik. Orada hem ev sahipleri bizi çok samimi bir şekilde karşıladı hem de arkadaşlarımız çevreye çok sıcak bir enerji yaydılar. Birlikte halaylar çekildi, eğlenildi. Amacımız tam da buydu. Topluma birlik ve beraberlik, dost olabilme, paylaşma mesajının en âlâsını verdiğimizi düşünüyorum" diye konuştu.

musunsesi.com