*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Özürlü Ben miyim, Bana Engel Olanlar mı!  (Okunma sayısı 1662 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20677
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Özürlü Ben miyim, Bana Engel Olanlar mı!
« : Temmuz 22, 2012, 08:18:25 ÖÖ »


Aslında herşey askerden çürüğe ayrılmamla başlamıştı. Çocuktum. Çevremde pek çok kişi, “Seni askere bile almazlar” derdi alaycı küçük gören tavırla. Öyle canımı yakardı ki... Epilepsim, işitme kaybım ve düz tabanlığım dışında görünen birşeyim yoktu. Elim ayağım tutuyordu. Hatta “seni askere bile almazlar” lafı o kadar ağırıma giderdi ki “Askere almazlar ise intihar ederim” derdim. Asker veya polis olmayı o kadar çok isterdim ki... Büyüyünce ve boyunuzun her uzamasında biraz daha kirlendikçe bazı şeylerin sandığımızdan farklı olduğunu görürsünüz ya...
 
Koşamıyordum. Ne epilepsim, ne işitme kaybım sorun değildi. Çok iyi nişan alırdım. Polis çocuğu idim. Babam zaten hiçbir evladının polis olmasını istememişti. Kendi yaşadıklarından ötürü. Atış poligonuna gittiğinde rahmetli babam bizi de götürürdü. Çoğu polisi geçerdim nişan almada. Zaten babamı da 2006 da şehit verdik... 20 yaşıma gelince askere alınma işlemleri için Kasımpaşa Deniz Hastanesinde kuyrukta beklerken ne fırtınalar düşünceler aldı beni... Sağlamım desem acemi birliğinde sorun yaşamaya başlayacaktım.
 
Koşamıyordum. Düz tabanım ya sorun bu... Ne epilepsi, ne işitme kaybım engeldi bana... Düz tabanlıktan dolayı askerden muaf tutuldum. Toplumun iğrenç deyimi ile çürüğe çıktım.
 
1998’de önlisans biter bitmez çalışmaya başladım, babamın 30 senelik arkadaşının yanında. Asgari ücretten az maaş, öğlen yemeğim yok, yol masrrafım yok, bedavadan adam çalıştırmayı, kazığı ilk burada gördüm. Üstelik dört yıllık çalışma süresinde topu topu sadece 2 yıl sigortam yatmıştı.
 
Binbir ahla kovuldum. Tabi tazminatsız...
 
İş aramaya başladım. Askerlikten muaf olmam büyük sorun teşkil ediyordu.
 
Bir gün babam bana “İŞKUR’a git, özürlüyüm de. Rapor alır özürlü olarak çalışırsın” dedi. Dediklerini yaptım özürlü olarak görüşmelere gitmeye başladım.
 
İŞKUR’a kayıtlı olarak görüşmelere gidiyordum ama bu sefer de İŞKUR’a “bilgisayarda veri girecek özürlü eleman yolla” diyen şirket bana çay yapma, temizlik gibi işler öneriyordu. Bu işleri yapanlar alınmasınlar. Mesele çaycılık temizlik yapmak değil. Bir işe girdim sonunda. Fatura kesiyorduk. Taşeron iş yapan şirketin sözleşmesi bitince işsiz kaldık...
 
4 ay geçti. Bir bankaya özürlü kadrosundan işe girdim. Fıtık şikayetlerim ilk burada başladı. Sağlam personel bilgisayar başında oturdu veri girdi. Biz özürlü çalışanlar koli taşıdı...
 
(...)
 
Şu an ne terfi etme hakkım var, ne de adam akıllı prim hakkım.
 
Karşımda dışarı bakan camda da afiş var “engel olma” diyor!
 
Bunu astıranlar engel oysa...
 
Bu arada açık öğretim iktisadı bitirdim. Nisan ayında “Özürlü Memur Seçme Sınavı” yapıldı. Tercih listeleri açıklanınca pek çok özürlü gibi benim de dünyam hayallerim yıkıldı.
 
7000 özürlü kadrosunun 2000 tanesi Diyanet’e aitti. 2100 özürlü lisans mezunu kadrosunun da 900 küsuru İlahiyat kadrosu...
 
(...)
 
“Biz Kınalı Bacaksızlar” diye kitap vardır. Yazarı da konusu da gaziler. Güneydoğu da askerliğini yaparken mayına basıp bir kolunu ve bacağını yitiren gazi, devletin işine yerleşir devlet kurumunda. Bu gaziden, çalıştığı yer, koli taşımasını filan beklemektedir.
 
Gazisine bu terbiyesizliği yapanlar bize neler yapmazlar ki?
 
Bu arada işitme kaybım, düz tabanlığım ve epilepsimin yanına hipertansiyon, hipoglisemi hastalıklarım ve büsbütün kaymış, her diskinde disk hermisi yani fıtığı olan biriyim.
 
Artık şahsıma, önüne kemik atılan zavallı aç köpek muamelesi yapılmasından, “iş verdik ya daha ne istiyorsun” tavırlarından, bırakın 2.-3. sınıfı, insan yerine konulmamamızdan iğreniyorum.
 
Duygu sömürüsü konusu yapılmamdan nefret ediyorum. Biz mi özürlüyüz; önümüzde engel olan “sağlamım” diye ortalarda gezenler mi!
 
Bir Özürlü Vatandaş – Selcan Taşcı
 
22.07.2012 – Yeniçağ