*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Engelliler Engellerini Aşarak Yaşamaya Gayret Ederler  (Okunma sayısı 1689 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20677
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Engelliler Engellerini Aşarak Yaşamaya Gayret Ederler
« : Temmuz 02, 2012, 12:26:44 ÖS »


Başlığı okuduğunuzda yadırgadığınızı tahmin ediyorum. Sabredip okumaya devam ederseniz başlığın amacını anlatmış olacağım.
 
İnsanlarda bazen doğuştan, bazen da sonradan; görme, duyma, yürüme kayıpları gibi durumlar olabilmektedir. Genel olarak "engelli" dediğimiz bu insanlar, bir şekilde, güçleri yettiğince, bu engellerini aşarak yaşamaya gayret ederler. Ağzına tutuşturduğu kalemle kitap yazanı, ayak parmaklarına sıkıştırdığı fırça ile tablo yapanı görmüş veya duymuşuzdur.
 
Yönetimler de aldığı önlemlerle engellilerin yaşamalarına kolaylık getirmeye çalışırlar. Toplu taşıt araçlarına kolay binebilme, yollarda kendi başlarına yürüyebilme, araçları kullanabilme ve benzerleri bu önlemlerden bazılarıdır.
 
Engelli olma doğuştan olduğu gibi, sonradan bir hastalık veya kaza nedeniyle de olabilir. Ama, yaşlılıkta insanların eli ermez gözü görmez hale gelebilmesi de bütün insanların başına gelebilecek doğal bir engellilik halidir. Bu nedenle herkesin "Bu engellilerin hali ne olacak?" diye düşünmesinin yanında, "Yaşlılıkta benim halim ne olacak?" deyip önlemlerin bugünden alınmasına öncü, yardımcı olması gerekir.
 
BELEDİYELERİN GÖREVİ
 
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun insan Hakları Beyannamesi'nin devamında yer alan 3447 nolu ve 9 Aralık 1975 tarihli Sakat Hakları Bildirisi'ne dayalı olarak ülkemizde de 1 Temmuz 2005 tarihinde özürlülerle ilgili 5375 sayılı Kanun kabul edilmiş ve kamu kuruluşları ile belediyelerin engellilerin hayatını kolaylaştıracak bütün önlemleri 7 Temmuz 2012 tarihine kadar almasını hükme bağlamıştır.
 
İnsana öyle geliyor ki, saydığım kuruluşlarda karar sahibi olan kişi ve organlar "Bir gün ben ve yakınım da engelli olabilir" endişesi ile önlem almakta bir günlerini bile boşa harcamazlar.
 
Ama, ne yazık ki, aradan koskoca 7 yıl geçmesine rağmen, göze görülür hiçbir önlem alınmamış, zaman boşa harcanmış ve yumurta kapıya geldiği an sürenin 3 yıl daha uzatılmasına karar verilmiştir.
 
Projeleri çizenlerin, dünyada engellilerin yaşadığından haberleri olmazsa, hatta bir gün kendilerinin de engelli olabileceğini düşünmeksizin projelerini hazırlarlarsa, bunları onaylayan yetkililerin, komisyonların ve meclislerin de engelliler umurunda değilse, sonuç bugünkünden farklı olmayacaktır.
 
ALAY EDER GİBİ
 
İnanır mısınız? Benim cep telefonuma her gün birkaç belediyemizin konser, sergi, tören gibi faaliyetlerinin mesajı gelmektedir. Derim ki, "Belediyelerimiz bu kültürel faaliyetleri düzenlemekten fırsat bulabilselerdi, engellileri de düşünürlerdi." Anadolu'da buna "Eli işte, gözü oynaşta" demezler mi!
 
Aslında bir parça ilgilenir gibi olmuşlar. Nasıl mı? Yakın geçmişte gazetede karikatür gibi bir resim. Trabzon'da görme özürlüler için bir yaya yolu düzenlemesi. Oluklu taşlı yaya yolu gidip bir binanın duvarında son buluyor. Buna benim dilimde görme özürlünün halinden anlamak denilmez, olsa olsa "özürlü ile alay etme" denir.
 
Gelelim izmir'e, sadece şimdilik bir örnek vereceğim: Mustafa Bey Caddesi'nden başlayıp Türk Amerikan Derneği'ne kadar devam eden 1379 numaralı sokağın iki yanındaki yaya yoluna görme engelliler için oluklu taş döşenmiş. Sorarım size, görme engelli kavşaklarda karşıdan karşıya nasıl geçecek? Bu sokağa ulaşan ve yeni yapılan ara sokaklarda aynı düzenleme neden unutuldu?
 
SABRIN SONU SELAMET
 
Ama engelliler moralini bozmayın. Bir gazete haberine göre 12'ye 5 kala "Büyükşehir, engelsiz bir izmir için düğmeye basmış." Şimdiye kadar yapılamayanlar, bu üç yıllık uzatma süresi içinde yapılır, biter. Gözünüz aydın. Sabredin. Sabrın sonu selamettir.
 
Ayrıca, "özürlü" sözünü incitici bulduğumuz için artık "engelli" diyoruz. Bu kıyağımız da unutulmasın.
 
Bu günlük de bu kadar, içim dolu. Eteğimdeki taşın tamamını dökemediğim için haftaya da yazacaklarım var.
 
02.07.2012 – Sabah