siz olsaydınız ne yapardınız? acaba
Bir çocuk… Sarı sırma saçları gözlerinin önüne düşmüş, tutuyor annesinin elinden. Annesi ivedilikle bir kalem almak istediğini söylüyor. Tezgahtar kız uyuşmuş bir vaziyette yerinden kalkmak için tenezzül ediyor. Çocuk bir kitabı göstererek almak istediğini söylüyor.”Sonra!!” cevabını işitiyor . Çocuk okumak istediğini söylüyor “Sonra!!” diyor anne. Çocuk “ama….”ile başlayacak cümlesini tamamlayamıyor bile annesinin avuç içi çocuğun yüzüyle birleşiyor. Ve o tokat beraberinde diğer tokatları izliyor. Çocuğun üst dudağının kenarından bir kılcal damar içindekini boşaltıveriyor. O tokat sesine herkes irkiliyor . Çocuk kanıyor, çocuk korku bakıyor, çocuk susuyor, çocuk ağlayamıyor bile…oradaydım , irkildim…siz olsaydınız ne yapardınız?
Bir kadın… yaşlı bir kadın…ağlıyor ve “ne olur kurtarın onu!” diye yalvarıyor. Sokak ile caddenin birleştiği kaldırıma boylu boyunca uzanmış adam. Yoldan geçenler adamın ölüp ölmediğini ona dokunarak anlıyorlar. Dokunmak fiili yerde yatan adama ayakla bir kez itekleyerek gerçekleştiriliyor. Aynı ayaklar beyine gönderdikleri emre istisnasız itaat ediyor “ölmüş, kaç! Uzaklaş oradan!!!” oradaydım, ağladım… siz olsaydınız ne yapardınız?
Bir kedi…yavru bir kedi…korkunç bir çığlık duyuyor caddenin sakinleri …pahallı marka bir otomobilde, ucuz gençler, pahalı ses sisteminin hakkını veriyorlar…”şeyk it ap şekerimmm” melodisi bile bastıramıyor yavru kedinin çığlığını. Pahalı aracın ucuz insanları tekerlek ile arabanın tamponu arasında yuvarlanan ve bağıran kediyi fark etmiyorlar. Kedi tampon ve tekerlek arasındaki görevini bitirmiş ve ölmek üzere asfalta düşüyor tekrar. Pahalı aracın yarım kalmış görevini başka bir araç devralıyor. Ölü kedi asfaltta…Trafik lambaları kırmızıyı gösteriyor. Bekleyen araçlardan ilk sırayı alan taksi şoförü ileri geri manevra yaparak kediyi ortalıyor… Lamba yeşili gösterdiğinde, sarı araç asfaltı bir kez daha kırmızıya buluyor…Oradaydım, kusmak istedim siz olsaydınız ne yapardınız?
Kurt… bir kurt doğal ortamından alınıp ne için, hangi amaç uğruna belli değil ama kafeste besleniyor… Aynı kafesin içine canlı canlı bir de eşek konuluyor. Bunun amacı da mantığı da belli… Kurt eşeği parçalasın, yesin aç karnı doysun…bu ikili “insanoğlu”na inat dost oluyorlar…Okudum, ürperdim siz olsaydınız ne yapardınız?
Sevdası uğruna açlık ve sefalet içerisinde bırakılan çocukların annelerine “ne olur gel” diye yalvarışlarını görüyorum, ufacık bedenlerin çıplaklığıyla kendi açlıklarını besleyenlere savaş açılıyor sanal alemde takip ediyor, mumlar yakıyorum,bir yudum sıvı uğruna eşeğin kıçına ağzını dayamış Afrikalı çocukların fotoğraflarına bakıyorum, çocuklarının önünde gözleri yarı açık bağlanarak kurşuna dizilen insanları izliyorum her akşam…Utanıyorum siz olsaydınız ne yapardınız?