*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Böbrek Transplantasyonu Yapılmış Hastalarda Diyet  (Okunma sayısı 1163 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 20676
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • MeLLeSeFeRi.com
Böbrek Transplantasyonu Yapılmış Hastalarda Diyet
« : Mart 24, 2013, 03:58:42 ÖS »
Böbrek Transplantasyonu Yapılmış Hastalarda Diyet

Böbrek nakli son dönem böbrek yetmezliğinin tek tedavisidir. Diyalize giren uygun hastalar için de en iyi tedavi yöntemidir. Ancak takılan böbreğin uzun süre işlev görebilmesi ve hastanın uzun süre sağlıklı yaşayabilmesi için dikkat edilmesi gereken önlemler vardır. Bunların başında SİGARA dan uzak durmak vardır. Sigara sadece kalp damarlarını değil, böbreğe giden damarları da daraltarak böbrek ömrünün kısalmasına yol açar.

Böbreğin uzun yaşaması için dikkat edilmesi gereken diğer bir önlem ağızdan alacağımız gıda türü ve miktarıdır.

SU ve SULU İÇECEKLER

Diyaliz hastalarının en büyük sıkıntılarından biri çok kısıtlı su tüketebilmeleridir. Nakilden sonra hastaların 3 litre civarında su veya sıvı tüketmesi önerilmektedir. Buna her türlü sıvı içecek dahildir. Pratik olarak, bir gün önce çıkarttığı idrardan 0.5 litre fazla sıvı içmek veya o gün çıkartığı idrardan daha fazla sıvı tüketmek olmalıdır. Ayrıca hasta her gün tartılarak sıvı dengesini kontrol edebilir. Ancak özellikle kola veya benzeri içeceklerden, sodalardan uzak durulmalıdır. Kolalarda şeker, sodalar da tuz yüklüdür. Böbrek nakli hastalarının ve sağlıklı kalmak isteyen tüm insanların uzak kalması gereken 2 madde.

GIDALAR

Diyetteki kısıtlamalar transplantasyon yapıldıktan sonra diyaliz dönemine oranla çok azalacaktır. Ancak, bu dönemde de uyulması gerekli kurallar vardır. Yeni akılan böbreğin reddedilmesini önlemek amacı ile kullanılan ilaçlardan biri olan kortizon iştahı açar, doyma hissin azaltır ve şişmanlık nedeni olabilir. Kortizon, ayrıca vücutta su ve tuz tutulmasına yol açar, diğer ilaçlarla birlikte vücutta protein yıkımını artırır ve kan şekerini yükseltir. Transplantasyon sonrası dönemde sürekli kortizon kullanıldığı için aşağıdaki noktalara dikkat etmek gereklidir. Nakil sonrası yaygın olarak kullanılan diğer ilaçların da beslenme açısından etkileri vardır.

1. bazı ilaçlarda steroidler gibi kan kolesterol ve trigliserid düzeylerini artırırlar.

2. kan şekeri ve kan basıncını artırırlar.

3. potasyum, magnezyum ve fosfor gibi minerallerinde dengesi nakil sonrası kullanılan ilaçlar nedeniyle bozulabilmektedir.

Dikkat edilmesi gereken önlemler:

1. iştahı olabildiğince frenlemelidir. Bunun için iştah açacak çok ayrıntılı ve özenli sofralar hazırlanmamalıdır. Yemekten yarım saat önce yeşil salata, salatalık, domates gibi kalorisi az sebzeler yiyerek açlık bastırılmalıdır. Yemek küçük tabaklara konulmalı ve küçük lokmalarla, uzun süre çiğneyerek yenmelidir. Yemek sırasında su veya kalorisiz içecekler içilmelidir. Düzenli egzersizlerin yapılması ile hem kilo fazlalığı önlenir, hem de alınan ilaçların yol açabileceği adale zayıflığının önüne geçilir.

2. Diyetteki gıdalar kilo başına en az 1 ile 1.5 gr protein içermelidir. Geri kalan kalorinin yarısı karbonhidratlardan, diğer yarısı da yağlardan sağlanmalıdır. (gıdalardaki protein miktarları aşağıda verilmiştir)

3. Kullanılan ilaçlardan hem kortizon hem de cyclosporin-A, kan kolesterol düzeyini artırabilir. Bu nedenle kolesterolden zengin gıdalar yenmemeli, yemeklerde katı değil, sıvı yağları tercih etmelidir. Ayrıca ilaçların emilimini bozabileceğinden greyfurt ve greyfurt suyu da tüketilmemelidir.

4. Yemeğin az tuzlu olmasına dikkat edilmelidir. Bazı özel durumlarda normal, hatta normalden de tuzlu yemenizi önerebiliriz.

Şişmanlık:

Böbrek yetmezliği yada diyaliz tedavisi aldıkları dönemde beslenmelerinde yapılan değişiklikler veya beslenmelerine getirilen sınırlamaların oluşturduğu baskıdan kurtulduklarını düşünmeleri de iştah artışının nedenleri arasında gösterilebilir.  Diyaliz dönemine oranla diyetin oldukça serbest olmasına ve kortizonun yan etkilerine bağlı olarak transplantasyon sonrasında genellikle kilo almaya eğilim vardır. Oysa, şişmanlık nakledilen böbreğin ve diğer tüm organların yükünü artırır, kan şekerini yükseltir ve tansiyonun kontrolünü daha güçleştirir. Bu nedenle, kilo alımını önlemek amacıyla hem düzenli egzersizler yapmalı, hem de diyette aşağıda belirtilen noktalara dikkat edilmelidir:

1. Kızartma ve aşırı yağlı gıdalar az yenilmelidir.

2. Kalori içeriği düşük çiğ sebze ve meyveler, yağsız kırmızı et, derisiz kanatlı eti ve balık tercih edilmelidir

3. Şeker ve şekerli gıdalar olabildiğince az alınmalıdır.

4. Çerezler ve yemek arası yenen yiyecekler gözden uzak yerlere kaldırılmalı ve yüksek kalorili yiyecekler satın alınmamalıdır.

5. Haftalık kilo takipleri yapılmalıdır.

6. Açlığı unutmak için tatil günlerinde yeni uğraşılar bulunmalıdır.

7. Uygun olan bir egzersiz programı düzenli olarak yapılmalıdır.

Kendinizi sık sık tartmanız beden ağırlığınızı kontrol altında tutmanız açısından önemli bir adımdır. Aşırı yağ ve şeker içeren besinler, hamur işleri, tatlılar gibi yüksek kalori içeriğine sahip besinleri aşırı miktarlarda tüketmekten kaçınmanız gerekmektedir.   Hareket ve Egzersizler Size uygun bir egzersiz ve fiziksel aktivite programı uygulamanızda oldukça önemlidir. Buna ilaveten beden ağırlığınızı kontrol altında tutmanız ve düzenli fiziksel aktivite yapmanız;

kalp kaslarınızın güçlenmesini ve düzenli çalışmasını,
forma girmenizi ve daha iyi bir fiziksel görünüme sahip olmanızı,
vücudunuzun dayanıklılığının artmasını,
kemiklerinizin sağlığının korunmasını sağlar.
Kan kolesterol ve trigliserid düzeyleriKan yağları olarak adlandırılan kolesterol ve trigliserid düzeyleri bazı hastalarda normalden daha yüksek çıkabilir, bu durum kalp hastalıklarına neden olabilmektedir. Aşağıda verdiğimiz öneriler doğrultusunda kan kolesterol ve yağ düzeyinizi kontrol altında tutabilirsiniz.

Eğer olmanız gereken ağırlığın üzerindeyseniz, kilo vermelisiniz,
Bütün hayvansal ve bitkisel yağların tüketimini sınırlayın,
Kırmızı et tüketirken yağsız kısımlarını tercih edin, balık ve tavuk tüketimini ihmal etmeyin,
Yağ içeriği yüksek hazır besinlerden uzak durun,
Öğünlerde sebze tüketimini ihmal etmeyin, ancak salatalara aşırı miktarda yağ koymayın,
Kızartmalardan uzak durun,
Katı yağ, margarin yada tereyağını mümkün olduğunca tüketmeyin,
Yemeklere eklediğiniz yağdan fazlasını tüketmemeye özen gösterin,
Aşırı miktarda yağ ve şeker içeren hamur tatlıları yerine, yağ ve şeker içeriğinin daha az olduğunu düşündüğümüz sade veya meyveli süt tatlılarını tercih edin. Mümkünse süt tatlılarını evinizde kendiniz yapın.
Yüksek karbonhidrat içeren besinler hangileridir?

Karbonhihratlar rafine şeker ve nişasta gibi besinlerin yapısında bulunmaktadır. Vücudumuzun ihtiyacı olan enerjinin büyük bir bölümü karbonhidratlardan karşılanmaktadır.
Steroid ilaç tedavisi alıyorsanız, fazladan karbonhidrat kullanımı metabolizmanızı oldukça zorlar. Bu durumun neticesinde kan şekeriniz normalden daha yüksek seyreder ve diyabet oluşumu için zemin hazırlanır.
Bu nedenle, rafine şeker, tatlılar, şekerlemeler, reçel, çikolata vb. şeker eklenmiş hazır besinler ve gazlı içecekler olarak tabir edilen kola, gazoz gibi basit şeker içeren gıda ve içeceklerden uzak durmanız gerekir. Günlük beslenmenizde, ‘komleks’ karbonhidratlara, basit karbonhidratlardan daha fazla yer vermelisiniz. Makarna, ekmek, rafine şeker eklenmemiş tahıl gevrekleri, kurubaklagilleri tüketebileceğiniz gibi, buğday, arpa ve mısır gibi doğal taneleri de tüketebilirsiniz. Neden düşük tuz içeriği olan bir beslenme biçimi gereklidir? Diyaliz tedavisi veya kronik böbrek yetmezliği esnasında, hastaların tuz tüketimi sınırlanmaktadır. Hatta bir çok diyaliz hastasında sıvı tutulumu ve volümü artırarak tansiyon sorunlarına yol açtığından, kullanımı kesinlikle önerilmemektedir.   Nakil sonrası tıbbi tedavi, örneğin steroid ilaç kullanımı, vücutta sıvı tutulumuna neden olmaktadır. Tuz kullanımı ise bu durumu daha da artırdığından, vücutta sıvı tutulumu daha da artar ve kan basıncında artışla birlikte hastalarda yüksek tansiyon meydana gelir. Oysa kontrollü kan basıncının sağlanması, nakil yapılmış hastalar için oldukça önemlidir. Tuz ve sodyum alımını sınırlamanız gerektiği söylenmişse, aşağıdaki besinleri tüketirken daha dikkatli olun:

Rafine sofra tuzu, iyotlu tuz veya işlenmiş kaya tuzu,
Tuz içeriği yüksek olan salçalar,
Salam, sosis, sucuk tuz içeriği yüksek, işlenmiş et ürünleri,
Tuz içeriği yüksek hazır çorbaların hepsi,
Piyasada dondurulmuş olarak satılan hazır yiyecekler,
Tuz eklenerek yapılan mevsim turşuları.
Yukarda saydığımız besinlerin yerine:

Tuz içeriğini kendiniz ayarlayabileceğiniz ev yapımı salçaları kullanabilirsiniz,
Tuz içeriği yüksek, işlenmiş et ürünleri yerine taze et tüketimini tercih edebilirsiniz,
Tuz içeriği yüksek hazır çorbalar yerine, mevsim sebzelerinden hazırlanan veya geleneksel olarak pişirdiğiniz ev yapımı çorbaları tuz koymadan kendiniz hazırlayabilirsiniz,
Turşu yapımında tuz yerine sirke kullanabilirsiniz.
Yeterli miktarda protein alımı neden önemlidir? Protein, kaslarımızın ve dokularımızın yapımı ve onarımı için gereklidir. Ayrıca operasyon sonrası iyileşmenize yardımcı olduğundan oldukça önemli bir besin öğesidir. Nakil sonrası protein alımı, önceden aldığınızdan daha fazla olmalıdır; çünkü steroid ilaç tedavisi sırasında doku harabiyeti daha fazladır ve yeterli protein alımı ile doku yıkımı önlenebilir. Ayrıca artık iyileştiğiniz için protein kısıtlamasına ihtiyacınız kalmadı. * Kırmızı et, kanatlı etleri (tavuk, hindi, kaz, ördek gibi) ve balık, * Süt, yoğurt ve peynir, * Yumurta, * Kurubaklagiller proteinden zengin besinlerdir.

GIDALARDAKİ PROTEİN MİKTARLARI

30 gr. et ( 1 adet köfte büyüklüğünde) : 6 gr.

200 ml. süt/yoğurt ( 1 su bardağı ): 6 gr

1 yumurta : 6 gr.

25 gr. Ekmek ( 1 ince dilim) : 2 gr.

4 çorba kaşığı kurubaklagil : 5 gr.

30 gr. peynir ( 1 kibrit kutusu): 6 gr.

2 çorba kaşığı pilav/makarna : 2 gr.

1 kase çorba : 2 gr.

Potasyum alımı ne kadar olmalıdır?

Eğer başarılı bir nakil gerçekleştiyse ve takiplerde herhangi bir aksaklık görülmüyorsa normal miktarlarda potasyum alımı sakıncalı değildir.
* Portakal, muz, domates salçası, patates, süt, yoğurt gibi doğal besinler yüksek miktarda potasyum içermektedirler. Kan potasyum düzeyi düşük olan hastalar için bu besinlerin yanı sıra sebze ve meyvelerin bir çoğu da tüketime elverişlidir.
* Kan potasyum düzeyi yüksek olan hastalar bu besinleri sınırlı miktarda tüketmelidirler. Ayrıca içeriğinde potasyum olan hazır besinlerin tüketimi de sakıncalıdır.

Kalsiyum ve Fosfor alımı ne kadar olmalıdır?

Kalsiyum ve fosfor metabolizmasının bozulmuş olması, uzun vadede kemiklerin normal içeriği ve yapısının deformasyonuna neden olmaktadır. Bu durum genellikle böbrek hastalarında meydana gelmektedir. Nakil sonrası rutin kontrollerde yapılan tetkikler de kemik yapısında anormallikler olup olmadığına muhakkak bakılmalıdır. Yeterli miktarda kalsiyum ve fosfor alımını sağlamak içinse, süt grubu (süt, yoğurt, peynir) besinler her gün mutlaka tüketilmelidir. Doktorunuz veya diyetisyeniniz tarafından aksi söylenmedikçe süt grubunu düzenli olarak tüketmeniz önerilir. Gerekli olduğu durumlarda, kalsiyum ve fosfor preparat olarak doktorunuz tarafından önerilecektir. Doktorunuz önermemişse, kalsiyum ve fosfor preparatlarını kullanmayınız, bu ilaçların bilinçsizce kullanımı nakil sonrası tıbbi tedaviyi olumsuz yönde etkileyebilir.

caprazbobreknakli.com