Osmanlı Devleti'nde Engelliler Kitabında Şehzade Mustafa'nın Dramı

Oğlunu boğan dilsizlere emretti Çabuk Olun!
Tarihçi Sezai Balcı, son kitabında Osmanlı sarayında işaret diliyle konuşmanın çok yaygın olduğunu yazdı.
Dilsiz dili bilenler büyük itibar kazanıyordu. 'Bîzebân' denilen dilsizlerin bir görevi de cellatlıktı. 3 Kitaptaki şu sahne ilgi çekici. Şehzade Mustafa, babasının otağında kendisini boğmaya çalışan yedi dilsizle mücadele ederken, perdenin arkasında duran Kanuni cellatlara şu emri verdi: "Çabuk olun"
Tarihçi Sezai Balcı'nın kaleme aldığı ve Libra Yayınlarından çıkan 'Osmanlı Devleti'nde Engelliler ve Engelli Eğitimi' adlı kitap, Osmanlı padişahları ile ilgili bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Yabancı seyyahlar ve elçilerin anlatımlarına göre Osmanlı padişahları ve saray erkânı arasında işaret diliyle konuşmak çok yaygındı ve bu dili bilenler büyük itibar kazanıyordu. Balcı, klasik Osmanlı döneminde 'bîzebân' olarak isimlendirilen dilsizlerin görevlerini şöyle anlatıyor:
HALVET SIRASINDA KAPIDA NÖBET
"Fatih Sultan Mehmet devrinde sarayda istihdam edilmeye başlanan dilsizler sürekli olarak padişahın kapısında nöbet tutar, padişahın çalışma odasının bulunduğu kapıda ya da perde arkasında beklerlerdi.
Dilsizlerin görevleri padişahın, sadrazam, kızlar ağası yahut başka bir yüksek memurla gizli görüştüğü zaman herhangi birisinin içeri girmemesi için kabul salonunun perdesini kapalı tutmaktı. Böylece görüşmelerin gizliliği sağlanarak devlet sırlarının işitilmesi ve yayılması engellenirdi. Padişah haremde halvet olunca veya yemek yemeğe gidince kapısı önünde dururlardı. Ancak dilsizlerin tüyler ürperten bir görevleri daha vardı: Devlet memurlarını, hatta sadrazam ve şehzadeleri boğmak..."
'BÜTÜN SARAY HALKI BİLİYORDU'
Osmanlı sarayının dilsiz diliyle tanışması ise Kanuni Sultan Süleyman devrinde saraya alman iki dilsiz kardeşin istihdamıyla başlamıştı. Sultan'm gizli emirlerinin yerine getirilmesinde kullanılan işaret dili aynı zamanda bunu öğrenenlere de büyük itibar sağlamıştı.
Tarihçi Dimitri Kantemir'e göre bütün saray halkı dilsiz dilini bilmekteydi. Padişahın huzurunda konuşmak ayıp sayıldığı için saraylılar bu dille anlaşırlar; hatta bu dille birbirlerine hikâyeler anlatırlardı.
Kanuni perdenin arkasındaydı
TARİHÇİ İsmail Hami Danişmend Şehzade Mustafa'nın Ağustos 1533'te idamını şöyle anlatır: "Mustafa, yalnız başına girdiğinde otağda babasından eser olmadığını hayretle görmüş ve bu sırada birdenbire üzerine 7 dilsiz saldırmıştır! Bu dilsizlerin vaktiyle Pargalı'yı boğan dilsizler olduğu rivayet edilir. Şehzade bir taraftan babasını imdada çağırırken bir taraftan da dilsizlerle şiddetli bir mücadeleye girişmiş ve nihayet Zal Mahmud isminde bir canavar kollarından tutup boğulmasına yardımetmiştir.
Batılı kaynaklara göre padişah çadırın içindeki ipekli perdenin arkasındadır ve hatta Mustafa'nın mücadelesi esnasında bir aralık cellatları teşvik için perde aralığından başını uzatıp 'Çabuk olun!' diye feci bir emir bile vermiştir." / Bülent Günal
01.01.2014 - HabertürkAnahtar Kelimeler : KARTAL ORTOPEDİK ÖZÜRLÜLERLE DAYANIŞMA DERNEĞİ ESENTEPE MAH. İNÖNÜ CAD. BELEDİYE DÜKKANLARI NO:24/24 KARTAL İSTANBUL