ATATÜRKÜN BALIKESİR HUTBESİ
Ben toprağın siğnesinde insan denilen bir canım
Hem düşünür hem severim budur tastan farklı yanım
Her maddenin zerresini bedenimde taşıyorsam
Ben ne bir taş ne bir ağaç, insanlığımla insanım
Ağaçların özgürlüğü yalnız ağaç gibi olur
Benim özgürlüğüm ise düşüncemle hayat bulur
her sürünün bir çobanı vardır
Çobanını koyun seçmez
Ben insanım Koyun değil
Ben bilirim Koyun bilmez....
SENİN , TAHTA PERDENE KOYDUĞUM ÇİVİ İÇİN,
BENİ AFFET(mutlaka vardır)!!
Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. ' arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak' demiş. Genç, birinci
ilk günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart (sök)' demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona 'aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak' demiş. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara(delik)bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak(kapanmayacak). Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür yüreklendirir sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar' demiş. Bu hafta arkadaşlık haftasıdır. Sen de arkadaşlarına bu maili gönder, sana gönderene bile gönder. E mail sana döndüğü zaman ne kadar arkadasın var öğreneceksin. Sana iyi bir arkadaşlık haftası diliyorum. Senin arkadaşlığın için çok teşekkür ediyorum.
alıntı