Doğuştan İşitme Engelli Sezer Yiğitoğlu İşsiz Kaldı Ama Yılmadı

[melleseferi]

Doğuştan işitme engelli Doğuştan işitme engelli Sezer Yiğitoğlu, işsiz kaldı ama yılmadı. Berlin'in Neukölln semtinde, kendi kafesini açtı. işsiz kaldı ama yılmadı. Berlin'in Neukölln semtinde, kendi kafesini açtı.

Doğuştan işitme engelli Sezer Yiğitoğlu, işsiz kaldı ama yılmadı. Berlin'in Neukölln semtinde, kendi kafesini açtı. Bugün ilgi odağı. Sezer Yiğitoğlu doğuştan işitme engelli. Ancak hayata dört elle tutunanlardan. Başkent Berlin'in zaman zaman getto olarak gösterilen Neukölln semtinde kendine ait bir kafe açtı. Berlin'in ilk işitme engelli kafe sahibi olan Yiğitoğlu servisi de çoğunlukla kendi yapıyor.

Sezer Yiğitoğlu, kafeye can dostu köpeği Olé'nin ismini vermiş. Bu sıkı dostluk kafede de devam ediyor. Gelen müşterileri ilk olarak kapıda Olè karşılıyor.

30 yaşındaki Sezer'in en büyük yardımcısı ise kız kardeşi Buket. Sezer'le iletişim kurmamızda da o bize yardımcı oluyor. Buket abisi için işaret dili öğrenmiş.

Çorumlu ailesi Almanya'ya göç ettikten kısa bir süre sonra Sezer Yiğitoğlu Berlin'de dünyaya gelmiş. Tüm hayatı da kafeyi açtığı Neukölln semtinde geçmiş. Sezer meslek eğitimini fırıncılık alanında tamamlamış.

Bir kaç yıl büyük bir ekmek fabrikasında çalıştıktan sonra ise işsiz kalmış. "Duymayan birine kolay kolay kimse iş vermiyor" diyen Sezer Yiğitoğlu'nu arkadaşları, en büyük hayali olan kafe açma konusunda ikna etmiş. Sezer böylece onların da desteği ile hayatının en büyük adımını atmış.

Sezer Yiğitoğlu pastaları pişiriyor, kahveleri hazırlıyor ve servisi de kendi yapıyor.

Cafe Olè'de sipariş vermenin üç yolu var. Her şeyden önce Sezer Yiğitoğlu dudak okumayı biliyor. Müşterilerin ne istediğini bu yolla anlayabiliyor.

Bir diğer yöntem, müşterilerin ellerindeki menü kartlarından istediklerini işaret etmeleri. Üçüncü ve son çare olarak da müşteriler yazarak sipariş verebiliyor.

Bu konuda tek sorun, Sezer Yiğitoğlu arkasını döndükten sonra müşteriler bir şey ısmarlamak isterse ortaya çıkıyor. Sezer onları duymadığı için yürüyüp gidiyor.

Geçen yıl temmuz ayında kafeyi ilk açtığında sipariş almaktan çekindiğini itiraf eden Sezer Yiğitoğlu "Bu korkumu kısa sürede yendim ve insanlarla daha fazla iletişim kurmaya başladım" diyor.

Cafe Olè'ye gelen müşterilerin büyük kısmı Sezer Yiğitoğlu'nun durumunu biliyor. İlk kez gelen müşteriler ise önce kısa bir şaşkınlık yaşasalar da genelde olumlu tepki veriyor. Sezer "Şimdiye kadar müşteriden yana hiç bir sorun yaşamadım" diyor.

Kafeye kız arkadaşıyla gelen bir Alman müşteri de "Her seferinde Sezer beni nasıl anlıyor şaşırıyorum. Ama ben yine de onun için daha yavaş konuşuyorum" diyor.

Kafenin bulunduğu Neukölln aslında Türklerin yoğun yaşadığı bir semt. Ancak kafeye gelenlerin hemen hepsi Alman. Sezer buna bir anlam veremiyor. Özellikle turistler ve öğrenciler bu küçük ama sevimli kafenin müşterileri arasında.

Sezer günlük hayatında da işitme engelinden dolayı büyük sorunlarla karşılaşmadığını anlatıyor. "Sadece bazıları beni yine Almanca bilmeyen komik bir dil konuşan yabancı olarak algılıyor" diyen Sezer Yiğitoğlu "Benimle İngilizce konuşmaya çalışanlar oluyor" derken gülümsüyor.

Karşılaştıkları birçok güçlüğe rağmen engellilerin isterlerse neler başarabileceğini gösteren Sezer Yiğitoğlu, Almanya'da birçoklarına örnek oluyor.

08.02.13 – Deutsche Welle