Biz de Varız
ENGELLİ HABERLERİ => ENGELLİ HABERLERİ => Konuyu başlatan: melleseferi - Haziran 10, 2010, 02:47:39 ÖS
-
(http://img413.imageshack.us/img413/8164/n6906577888271.jpg) (http://img413.imageshack.us/i/n6906577888271.jpg/)
ÇOK ENGELLİLER
Çok engellilik, Birden fazla özürlü olma durumunu ifade etmektedir. Bazen bu amacı temin için, çifte özürlü kavramı da kullanılıyor. Yani, hem görme engelli, hem işitme ve konuşma engelli, hem de epilepsi hastası olabilir. Ya da, zihinsel engelli ve spastik engelli olabilme durumudur.
Çok engelliliğin tespiti bazı durumlarda zordur. Çoğu zaman anne babalar, çocuklarındaki bir özrü dikkate alarak diğer özür durumlarını yok sayabilmekte, görmezlikten gelmekte veya fark edememektedirler. Mesela, ağır öğrenme, dikkat eksikliği, hiper aktivite, duyusal ve davranışsal bozukluklar ayrı bir özür gibi algılanmamaktadır.
Çok engellilik neden kaynaklandığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu konuda yapılan araştırmalar çok engelliliğin, değişik etkenlere bağlı olarak meydana geldiğini göstermiştir. Bunlar; hamilelik döneminde, yanlış beslenmeden kaynaklanan nedenler, “annenin içki ve uyuşturucu kullanması”
Annenin, şiddetli travma ve depresyonlar geçirmesi.
Çocuğun prematüre doğması veya doğum esnasında oluşan bazı sendromlar etkili olabilmektedir.
Çocuğun prematüre doğum sonrası, konulduğu kuvözün ışıklarındaki yetersizlik veya düzensizliğinin körlüğe ve zeka geriliğine sebep olması.
Özellikle çocuğun oksijensiz kalması ve doğum esnasında beyinde oluşacak zedelenmeler gibi.
Doğumdan sonra geçirilen ağır havaleler, menenjit v.b. hastalıklar da çok özürlülüğe yol açabilmektedir.
Annenin hamilelik döneminde aşırı ve sürekli ilaç kullanması veya yanlış teşhis ve hatalı ilaç verilmesi de çok engele neden olabilmektedir.
Tabi, bazen tıbbi anlamda hiçbir sebep bulunmamasına rağmen çok özürlülük görülebilmektedir.
Ne yazık ki, engelli guruplarının içinde en ağır özürlü gurubu olan “çok engelliler ” en mağdur durumda olanlar olarak orta yerde duruyor. İşin en acı olanı da, devletin onlardan habersiz olması.
Bunu her alanda görebilirsiniz.
Mesele devletin, özel eğitim veren okulları var, çok engelli gurubun bir sınıfı bile yok.
Yetersiz olsa da, özel eğitim almış öğretmenleri var, ama çok engellilik üzerine eğitim almış bir elin parmakları kadar öğretmeni gösteremezsiniz.
Özürlülerin istihdamı ağır aksak gerçekleşmiş olsa da, çok engellilerden istihdam edilmiş olanlarına henüz rastlanılmamıştır.
Özürlülerin evlendiklerini, bir yuva kurabildiklerini biliyoruz.Ne yazık ki, çok engellilerden evlenen yok. Onlarla evlenecek yürekli kızımız yok.En acısı da, başarabileceklerine inanan aileleri yok…
Neler yapılabilir;
Aslında çok engellilik, çok uzun zamandır bilinmektedir. Ancak ülkemizde bu durum dikkate alınmamış, bu konuda ciddi araştırmalar yapılmamıştır. Böyle olunca da, çok engellilerin eğitim ve gelişim süreci ile ilgili projeler geliştirilerek, uygulanamamıştır. Tüm olumsuzluklara rağmen, eğitimde ve sağlıkta bir çok iyileştirmeler yapılabilir.
Çok engelli çocuklar ne genel eğitim, ne de belli bir özür grubuna yönelik özel eğitim programlarından yeterli derecede istifade edememektedirler. Bu sebeple onlar için özel durum ve şartları göz önünde tutularak eğitim kurumları tesis edilmelidir. ayrı bir eğitim alanı oluşturulmalıdır. Bu bir zorunluluktur.
Mesela, Görme engelli birisi aynı zamanda zihinsel engelli olabilir. Bu durumda sadece görme engelli okulunda eğitime tabi tutarsanız bu engellinin başarılı olma şansı yoktur. Ya da, görme engelinin yanı sıra,işitme ve konuşma engelli de olan çok engelliyi sadece görme engelliler okulunda eğitmek sağlıklı değildir. Bu eğitimden başarıda saplanamaz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.Üç veya dört engeli olan özürlüler de var.
Bu durum göstermiştir ki,eğitim çağındaki çok engelliler, özel şartlara sahiptir ve bu duruma uygun eğitim metotları geliştirilmelidir.
Öncelikle çok engellilerle ilgili sağlıklı bir tarama yapılmalı,bu veriler doğrultusunda çok engelli çocuklar, Bir arada eğitimlerim mümkün olmayan çok engelliler belirlenmelidir. Mesela, Hiper aktif bir çocukla davn sendromlu veya otistik çocuğu aynı ortamda başarılı bir şekilde eğitmek pek mümkün olamamaktadır. Hatta bu çocuklar birbirine zarar verebilmekte veya birbirine kötü örnek teşkil edebilmektedir. Bu ve bunun gibi özelliklere sahip çok engelli çocuklara eğitim verebilmek için çok fonksiyonlu, farklı birimleri oluşturulmalıdır.
İhtiyacı karşılayacak kadar okullar açılmalı, aynı veya birbirine yakın özellikler taşıyan çocuklar buralarda istidatlarına göre yetiştirilerek beceriler kazandırılmalıdır.
Hangi çocuğun ne tür eğitime elverişli olduğu psikolog, psikiyatr, sosyal hizmet uzmanı ve pedagog uzmanlardan oluşan bir komisyonla belirlenmeli ve periyodik aralıklarla çocuktaki gelişmeler gözden geçirilerek yeni kararlar alınmalıdır.
Bunun yanında çocuğa bireysel gelişim, öz bakım ve çevreye intibak anlamında ne tür bir program uygulanacağı da belirlenmelidir. Belli bir süre bu okullarda eğitim alan çocuklar eğer bazı becerilerle donatılabildilerse bu niteliklerini geliştirebilecekleri bir ortama yönlendirilmeli, bu amaçla korunmalı işyeri veya özel atölyeler oluşturularak çocukların emekleri değerlendirilmelidir.
Bu konuda yerel yönetimler ve bazı bakanlıklarla işbirliği içinde olunması zorunludur. Bu çocukların hayata üretken olarak kazandırılabilmesi hem onları, hem ailelerini ve hem de çevrelerini müspet anlamda geliştirecektir.
Biz söyledik.Bunlar var olan eksiklerimiz.Yolumuz uzun,imkanlar kısıtlı, Çok engellilerimiz eğitimsiz…
İnşallah, yarınlarda fark edilen ve topluma kazandırılan çok engellerimizi aramızda görürüz.
Selam ve dua ile
Mustafa Öztürk