Biz de Varız

Kitaplık => Kitaplık => Konuyu başlatan: melleseferi - Ocak 17, 2015, 10:13:29 ÖS

Başlık: Ahmet Bulut İmzalı ‘Allah'ın Özel Kulları Engelliler’ Kitabı
Gönderen: melleseferi - Ocak 17, 2015, 10:13:29 ÖS
Ahmet Bulut İmzalı ‘Allah'ın Özel Kulları Engelliler’ Kitabı

(http://yasadikca.com/Client/Image/Upload/Article/ahmet-bulut-ozel-kullar-engelliler.gif)

Engelli; ‘bir kişinin kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar’ olarak tanımlanıyor. Peki, ‘Allah’ın bu özel kullarına’ karşı toplum olarak bakış açımız nasıl olmalı?

Hayatın rutin akışı içinde birçok engelli insanla karşılaşabiliyoruz. Kimisi gözlerinden, kimisi bacaklarından kimisi kollarından mahrum… Zihinsel engellileri de unutmamak lazım. Saydıklarımızın hepsi, günlük ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı çekiyor. Bu insanlar, çevredekilerin desteğinden de mahrum kaldıklarında hayatlarını daha da zor yaşıyorlar. Peki, bizim yarın onlardan biri olmayacağımızın garantisi var mı?

Engelli olmanın olağan bir şey olmadığını, fark edilmeyecek gibi algılanmaması gerektiğini anlatan bir kitap yayımlandı geçtiğimiz günlerde. Nesil Yayınları etiketiyle piyasaya çıkan kitap, engellilerin özel, zahmetli, bir o kadar da kırılgan bir ruh hâli olduğunu hatırlatıyor okura. Ahmet Bulut imzalı ‘Allah'ın Özel Kulları Engelliler’, bizleri acının hüzünle yoğrulduğu dünyalarla tanıştırıyor.

Ahmet Bulut, imtihanın en zorlarından birinin hayatın sürdürülmesi için gerekli olan uzuvlardan biriyle sınanmak olduğunu söylüyor. Ayrıca bu imtihana tabi tutulan engelliler için ‘Sen Allah'ın özel kulusun' demek, inançla yoğrulmadığında kolay olmayabilir. Engeli olmayan insanların çokça ibadet ederek alabilecekleri dereceleri, ‘özel kulların' sabır ve duruşlarıyla kazanabileceklerini de söylüyor Bulut: “Allah, onlara dünyada bazı sıkıntılar verdi. Bazı nimetlerden onları mahrum etti. Ancak şundan emin olmalıyız ki; Rabb'imiz onları çok seviyor. Çünkü Allah (cc), en çok sevdiği insanları en ağır imtihanlara tabi tutar. Tıpkı enbiya ve evliyalarda olduğu gibi...”

 “Engelli insanların kendi durumlarıyla bizlerin ise onlarla sınandığımızı” söyleyen Bulut, kendi ailesiyle yaşadıklarından yola çıkarak, bakış açısını engellileri anlamaya, dinlemeye ve onları hissetmeye yönelik değiştirmiş. Annesinin rahatsızlığındaki gözlemleri ve bunun devamında tanıştığı engelliler ile onları asıl üzen durumun engelli olmalarının değil, kendilerine yönelik duyarsızlık olduğunu, onları bu anlayışın yaraladığını belirtiyor.

160 sayfalık kitap beş bölümden oluşuyor. ‘Dünya Hayatı İmtihandır’ başlıklı ilk bölümde, engelli olmanın anlamı üzerinde duruluyor. Ayrıca bu durumla nasıl baş edilebileceğinin yolları gösteriliyor. ‘Yeni Bir Dünyanın Keşfi’ adlı ikinci bölümünde ise, engelliler hayatlarını normal bir şekilde sürdürürken engelli olmalarına yol açan acılarını veya doğuştan getirdikleri sıkıntılarını ve diğer insanların kendilerine karşı muameleleri kendi ağızlarından anlatılıyor. Yazar, bu anlatılanların hepsinin gerçek olduğunu söylüyor.

Kitabın son bölümlerinde yer alan ‘Hastalar İçin Muhteşem Bir Reçete’ başlıklı bölümde ise hayatını insanlığın imanını kurtarmaya vakfetmiş bir âlim olan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin Lem'alar isimli eserinden bir özet sunuluyor. Bu özet için yazar, “Hastalar için muhteşem bir reçete. İmanı tehdit eden şeytanın vesveselerine enfes bir cevap. Sabrı öğreten mükem­mel bir ders. Hastalığı ferahlatan kuvvetli bir ilaç.” diyor ve Üstad Hazretleri'nin tavsiyeleriyle baş başa bırakıyor okuru.

Tek arkadaş: Allah (cc)

Gülseren Gümüş, doğduğu andan itibaren ‘yürüyemiyor' sözleriyle büyüyen bir engelli. Kitabın etkileyici bölümlerinden biri olan bu kısım, bizlere ne kadar zengin olduğumuzu ancak çok az şükrettiğimizi fark ettiriyor. Onun şu cümlesi okuyucuyu silkeleyecek türden: “Her gün giderek güçsüzleşen bedenimde artakalan kıpırdayışların hakkını vermeye çalışıyorum.” Bu sözlerin sahibi, ken­dinin hiçbir ihtiyacını gideremiyordu. Sadece kullanabildiği beş parmağı vardı. Onun da nasıl ‘hakkını verebilirim' düşüncesi kasıp kavrıyordu Gülseren'i. Geceleri herkes uyuduğunda yaratıcısı ile arkadaşlık yapan Gülseren, ‘beni hiç bırakmayan' dediği Allah ile her şeyini paylaşıyor.

20 yıldır ibadet ediyormuşçasına hizmet ediyor

Ali Bey, engelli bir çocuk babası. Yaklaşık yirmi yıldır oğluna ibadet bilinciyle hizmet ediyor. “Bizi üzen nedir, biliyor musun? Komşularımızın duyarsızlığıdır. Bir gün olsun bir komşumuz gelip, ‘Komşu, biz çocuğunuzun yanında duralım. Siz bir saatliğine eşinizle şöyle bir hava alıp gelin. Biz ona bakarız’ demediler. Bizi üzen, yaralayan, bu duyarsızlıktır. Engellileri ve ailelerini görmezlikten gelen anlayıştır.” diyen Ali Bey, bir bakıma toplumun engellilere bakış açısını tarif ediyor. Yazar, Ali Bey’in anlattıkları karşısında çok etkilendiğini de itiraf ediyor.

16.01.2015 - zaman