Biz de Varız

Mozaik => Mozaik => Konuyu başlatan: melleseferi - Ocak 25, 2013, 03:57:32 ÖS

Başlık: Keyfi Tiyatro Tüm Engelli Gruplarına Engelsiz Sanat Getirecek
Gönderen: melleseferi - Ocak 25, 2013, 03:57:32 ÖS
(http://www.yasadikca.com/Client/Image/Upload/Article/keyfi-tiyatro(2).gif)

Bütün seslerin sustuğunu, bütün renklerin solduğunu ya da kaslarınızın size itaat etmediğini düşünün. Belki aklınızın ucundan öylesine geçti. Belki de "Allah korusun" deyip tahtalara vurdunuz. Çoğumuzun farkında olmadığı hayatın bir gerçeği aslında bu tek cümle "Her insan engelli adayıdır". Keyf-i Tiyatro grubu engelliler için tiyatro yapmak istedi. Amaçları tiyatronun diliyle işitme ve görme engelli çocuklara seslenmekti. İlk çaldıkları kapı Tüm Engelliler Federasyonu Başkanı Ahmet Gültekin'in kapısı oldu. Federasyon da İşaret Dili Çevirmen ve Eğiticileri Derneği'nden yardım istedi. Halka halka büyüyen çabalarına destek gecikmedi. Şimdi hem dernekte eğitici olarak çalışan hem de Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Gürbulak ile beraber 120 saatlik temel işaret dili derslerine başladılar. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmeye hazırlanıyorlar.
                                     
Fikir, Keyf-i Tiyatro ekibinden Nazlı Özsevgin'den çıktı. Aylarca çalmadık kapı bırakmayan Özsevgin, engelliler için tiyatro fikrini Keyf-i Tiyatro koordinatörü Çiçek Koç'a açtı. Koç ve Özsevgin aynı heyecan ile neler yapabiliriz diyerek yola çıktı. Özsevgin'in bu süreçte en çok yakındığı konu başvurduğu kurumlardan cevap alamamak oldu. Tüm Engelliler Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Gültekin'in duyarlılığı Keyf-i Tiyatro ekibi ile İşaret Dili Çevirmen ve Eğiticileri Derneği'nden Eğitmen Ayşe Gürbulak'ı buluşturdu.
 
Federasyon Başkanı Gültekin, bilinçli gelen gençlere destek olmaktan çok mutlu olduğunu ifade ederek, "Bize başvurduklarında çok heyecanlandık. Ve elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Tamamen gönüllük esasına dayalı olan bu proje katılımın artmasıyla daha da güzelleşti" diyerek emeği geçen herkese teşekkür etti. Gürbulak ise öğrencilerle buluşma sürecini şöyle anlatıyor: "Bize Tüm Engelliler Federasyonumdan Ahmet Bey geldi fikirden bahsetti. Bir süre zaman sorunumuz vardı. Eğitim açısından çok yoğunduk. Sonra yer açıldığı anda projenin de güzelliği açısından gerekliliği açısından hemen eğitimlere başladık. Çünkü İzmir için gerekliydi. İşitme engellilerin en büyük problemi olan diyalog sorunu ve diyalog sorunun yanında da yine sanatsal faaliyetlerde yer alamamalarıdır. Biz bunu da bir ihtiyaç şeklinde düşünüyoruz. Resmi kurumlarda zaten eğitimler vermeye çalışıyoruz ama sanatsal faaliyette şimdiye kadar eğitim verememiştik. Çünkü resmi kurumlarda bir talep yoğunluğu vardı. Onlara yetişebiliyorduk ancak yine resmi kurumlardan talep geldi ancak biz burayı ön plana çekmeye çalıştık. Çünkü işitme engellilerin dediğim gibi İzmir'de sanat anlamında erişebildikleri bir şey yok. Erişebilmeleri için yapılan sanat faaliyetinde işaret dilinin kullanılması gerekiyor. Bu mecburiyeti de düşünen arkadaşlar Keyf-i Tiyatro grubu bize gerçekten çok bilinçli bir grup olarak geldiler."
 
3 AY TEMEL İŞARET DİLİ EĞİTİMİ
 
Eğitimin detaylarını paylaşan Gürbulak, temel işaret dili eğitimiyle başladıklarını ancak temel eğitim sonrası Keyf-i Tiyatro grubuna oyunu çıkarma sürecinde de dernek olarak ellerinden gelen desteği vereceklerinin altını çizdi. Gürbulak, " Önce biz temel işaret dili eğitimiyle başlayacağız. Bu eğitim 120 ders saati olarak sürüyor. Bu eğitimi aldıktan sonra arkadaşlar oyunlarını çıkaracaklar. Oyunlarda da teknik destek vereceğiz. İhtiyaç duyduklarında provalarında derneğimiz olarak gerekli desteği vermeye devam edeceğiz. Hem tercüman hem de eğitmen bazında destek vereceğiz. Oyun hazır olduktan sonra siz yürüyün biz çekiliyoruz diyeceğiz" diye konuştu.
 
SANAT BİRLEŞTİRİCİ OLACAK
 
Bu projenin İzmir'in bu sene ENGELSİZMİR projesine ve EXPO 2020 sürecine de çok büyük katkısı olacağını savunan Eğitmen Gürbulak, "İzmir bu sene ENGELSİZMİR sloganıyla yola çıktı. EXPO 2020 sürecinde de arkadaşlar eminim çok büyük destek sağlayacaktır. Çünkü iki engelli grubunu ortak bir noktada birleştirebiliyorlar. Ve sadece engelliler de değil engeli olmayanları da sanatla birleştirmiş oluyor" dedi.
 
İZMİR ENGELLERİ KALDIRMAK ADINA ATILIMDA İzmir'in son 1,5-2 yılda engellilerin hayatını kolaylaştırmak adına çok önemli adımlar attığını söyleyen Gürbulak, "İzmir ENGELSİZMİR projesinden ve EXPO 2020 sürecinden dolayı gerçekten son 1-1,5 yılda çok büyük adımlar attı. Halkımız buna ne kadar vakıf bilmiyorum ama engelli camiası buna vakıf. İstihdam sorunu, eğitim sorunu ya da engelli hakları konularında gerçekten çok büyük adımlar atılıyor. Engelleri kaldırma adına İzmir Türkiye'de pilot bölgedir. Diğer şehirlerle kıyaslama yapmaya çok vakıf değilim ama İzmir adına konuşursam son 1,5 yıldır engellilerin hayatını kolaylaştıracak, sorunlarına daha bilinçli yaklaşacak büyük projelere imza atıldı" sözlerini kaydetti.
 
KURUMLAR EĞİTİMDE
 
Gürbulak toplumda artan farkındalık ile de çarpıcı bir örneği şu ifadelerle paylaştı: "Ben şu anda daha çok ailesinde işitme engeli olanların dışındaki kitlelere eğitim veriyorum. Burada tiyatrocu arkadaşlarımızın yanı sıra başka arkadaşlarımız da var. Kurumlar çok talepkar durumdalar. İzmir gerçekten bu açıdan çok büyük bir adım attı. Şu anda Konak Merkez'deki bütün kurumlar eğitim için sırada bekliyorlar. Her kurumda hemen hemen bir işaret dili bilen personel çalıştırma durumuna geçmeye başladık. Bunun içinde gerekli her türlü duyuru destek ve reklam da yapılıyor."
 
GÖNÜLLÜLÜK ÖNEMLİ
 
"Yasal olarak da bu eğitimler artık zorunlu" diyen Gürbulak, buna karşın asıl önemli olanın gönüllülük esasının ve manevi doyumun insanları mutlu ettiğini de sözlerine ekledi. Gürbulak, "Mecburiyetlerle bir yere kadar ilerleyebiliyorsunuz. Ama ben bu konuda İzmir'de gerçekten çok büyük farklılıklar görüyorum.
 
Başka şehirlerdeki eğitmen arkadaşlarımızla görüştüğümde de onlar da aynı fikri savunuyorlar" diyerek memnuniyetini dile getirdi.
 
KURSA GELENLER BİLİNÇ VE BİRİKİM İLE GELİYOR
 
Bilinçli bir kitle ile buluştuğu için çok mutlu olduğunu da ifade eden Gürbulak, "Yolun daha çok başındayız. Karşımıza belli bir bilinçle gelmiş bir kitle var. Zaten işaret dili için bir insan eğitim almaya geliyorsa mutlaka bir bilinç ve birikim ile geliyor. Hitap etmek istedikleri kitle var. Ve hitap etmek istedikleri kitlenin tek aracı da işaret dili. O yüzden de daha hevesli daha sadık bir şekilde eğitimlerine devam ediyorlar" açıklamalarında bulundu.
 
ÖNCE ÇOCUKLAR...
 
Keyf-i Tiyatro Koordinatörü Çiçek Koç da işitme ve görme engelliler için sahneleyecekleri oyunlarını ilk olarak çocuklar için sahnelemek istediklerini ifade etti.
 
Çocuk oyunuyla bu projeye başlayacaklarını vurgulayan Koç, "Öncelik olarak çocuk oyunu sahneye koymak istiyoruz. Sonrasında orta kademe ve yetişkin oyunu olarak oyunlarımızı sahneleyeceğiz. Ve biz sadece işaret dilini kullanarak da ulaşmayacağız. Hem sesli hem de işaret dilini kullanarak ikisi bir arada olacak. Hem görme engelliler için hem de işitme engelliler için olacak oyunumuz. İki türlü olunca velilerin de izleme şansı olacak" diyerek engelli engelsiz tüm çocukları tiyatro aracılığıyla buluşturacağının müjdesini verdi.
 
YENİ TEKNİKLER BULACAĞIZ
 
Çocuk Tiyatrosu'nun çok zor bir alan olduğunu da sözlerine ekleyen Koç, "Çocukları güldürmek gerçekten çok zordur.
 
Bir de engelli çocukları tiyatroya çekmek daha zordur. Ancak oyunumuz dekoru ve kostümleriyle çok dolu bir oyundur. Sergilediğimiz her yerde de çok güzel tepkiler alarak uğurlanıyoruz.
 
Mutlaka ikinci sefere de çağırıyorlar. Bu oyunumuz da işaret diliyle birleştiği zaman hareketler biraz daha büyük olacak. Örneğin arkadan gelen sesleri öne taşıyacağız. Örneğin bir kurtarma sahnesinde imdat diye bağıran biri varsa sahnede onun sürünerek gelmesi veya hocalarımızın da yardımıyla daha başka yöntemler bulmaya çalışacağız. Daha çok göz önünde olacak şekilde oyunumuzu çıkaracağız" ifadelerini kullandı.
 
HEPSİ BİRER KAHRAMAN
 
"Hepimiz birer engelli adayıyız" bilinciyle yola çıktılar. En büyük istekleri bu dili öğrendikten sonra işitme engelli birine yardım ettiklerinde onların gözlerindeki parlamayı görmek.
 
İlk hafta Eğitmen Ayşe Gürbulak'ın anlattığı "Bu dili öğrendikten sonra işitme engelli birine yardım ettiğinizde size ilk soracağı soru ailenizde kimin işitme engelli olduğu olacak. Ve siz de hiç kimse diyeceksiniz. İşte o andan itibaren siz o engellinin kahramanı olacaksınız" örneği tüm katılımcıları derinden etkilemişe benziyor. 2 haftadır içsel olarak bir yolculuğa çıktıklarının altını çizen katılımcılar son olarak hayatlarında çok şey değiştiğini söylemeden geçemediler.
 
23.01.2013 - Ege de Bugün